1859 Güneş Fırtınası (Carrington Olayı)
1859’da görünmez bir dalga dünyaya çarptı. Güneş’ten gelen yüklü parçacıkların oluşturduğu inanılmaz bir fırtına Dünya’nın atmosferine ulaştı ve yeryüzünde çeşitli hasara yol açtı.
Yıldızımız Güneş
Dünya’daki yaşamımızın vazgeçilmezi Güneş, evrendeki milyonlarca benzeri gibi orta büyüklükte bir yıldızdır. O, dev bir enerji kaynağıdır ve yaydığı enerji sayesinde Dünya’da yaşamın devamlılığını sağlayan bir takım olaylar gerçekleşir. Aslında bu enerjinin kaynağı güneşin kendisi değil, nükleer füzyondur. Nükleer füzyon iki hafif elementin tepkimeye girmesiyle daha ağır bir elementin oluşmasıdır. Füzyon tepkimesi sonucunda olağanüstü miktarda enerji açığa çıkar. Bu reaksiyonlar gezegenimizin yıldızı Güneş’te her an kendiliğinden gerçekleşmektedir.
Güneş’in yüzeyi sanılanın aksine oldukça hareketli bir alandır. Elektrik yüklü gazlar güçlü manyetik alan oluşturur ve oluşan manyetik alan sayesinde gazlar sürekli hareket eder. Bu durum da manyetik alanları sarar, dolaştırır, büker. Güneş’te süregelen bu hareketlilik güneş aktivitesi olarak adlandırılır. Güneş’in yüzeyi bazen çok aktif olabilirken bazen daha az aktiftir. Aktivitenin miktarı solar döngüdeki aşamalarla birlikte değişir.
Tahmin edilebileceği üzere Güneş aktivitesinin Dünya üzerinde pek çok etkisi olmaktadır. Bilim insanları bu etkileri yakalayabilmek adına güneş aktivitesini düzenli olarak takip eder.
Carrington Olayı (1859)
Carrington olayı tarihte kaydedilmiş en şiddetli jeomanyetik fırtınadır. 1 Eylül 1958 – 2 Eylül 1958 tarihlerinde gerçekleşen güneş fırtınası, Dünya’nın atmosferiyle Güneş’ten gelen koronal kütlenin çarpışması sonucu oluşmuştur.
1 Eylül 1859 sabahı amatör astronom Richard Carrington berrak, masmavi gökyüzünü izlemek için pirinç teleskobunu Güneş’e doğrulttu. Carrington hiç beklemediği bir şekilde yoğun, parlak ve beyaz ışıktan oluşan iki parça olarak tanımladığı şeyi fark etti. Yaklaşık beş dakika sonra gördüğü şey kayboldu ancak birkaç saat içinde etkileri dünyanın her bir yerinde hissedilecekti.
O gece, dünya çapında telgraf kesintileri yaşandı. Operatörleri şok edecek şekilde telgraf makinelerinden kıvılcımlar çıktı, ufak çapta yangınlar ve yaralanmalar oldu. Washington DC’de bir telgraf operatörü olan Frederick W. Royce alnı bir topraklama kablosuna değdiği için uzun süreli ve ciddi bir şok yaşadı. İnsanlar dünyanın sonunun geldiğini düşünmeye başlamıştı. Gökyüzü o kadar kırmızıydı ki kimse duruma anlam veremiyordu. Sadece Carrington’un çıplak gözleri olaya bir açıklık getirebilmişti: 10 milyar atom bombası enerjisine sahip devasa bir güneş patlaması gerçekleşmişti. Ortaya çıkan jeomanyetik fırtına “Carrington Olayı” diye adlandırıldı ve gezegeni vuran rekorların en büyüğüydü.
Yazan: Gül Zeynep SİNAN
Bir yanıt bırakın