45 Bin Yıl Önce Avrupa’da Yaşayan Kadın
Bilim insanlan en eski Avrupalı kadının yüzünü tekrar canlandırdılar.
Arkeologlar 1950 yılında, günümüz Çek Cumhuriyeti’indeki bir mağara sisteminin derinliklerinde gömülü halde bedenden ayrılmış bir kafatası bulmuşlardı. Gövde ve kafatası kısmı aynı olduğu için uzmanlar iskeletin iki farklı kişiye ait olduğu sonucuna varmışlardı. Fakat bilim insanları kısa bir süre önce gerçekleştirdikleri genom dizilimi sayesinde kalıntıların aslında tek bir kişiye ait olduğunu tespit ettiler. Kalıntılar 45 bin yıl önce yasamış bir kadına ait. Bilim insanları bu kadına mağara sisteminin üzerindeki tepenin adından esinlenerek “Altın at kadını” anlamına gelen “Zlaty kun” ismini verdiler.
Kadının DNA’sı üzerinde yapılan ayrıntılı incelemeler, kalıtımının yaklaşık %3 oranında Neandertal soyundan geldiğini, büyük bir olasılıkla Neandertallerle çiftleşen tarih öncesi modern insan topluluğunun bir üyesi olduğunu gösterdi. Dahası kalıtım dizilimi yapılan en eski Homo sapiens (modern insan) olduğunu da ortaya koydu. Bilim insanları, kadının yüz görüntüsünü betimlemek için, çevrimiçi bir veri tabaninin parçası olarak depolanan ve kafatasının birkaç bilgisayarlı tomografi taramasından sağlanan verileri kullandılar. Kadının yüzünün sol tarafı da dahil olmak üzere kafatasındaki bazı parçalar eksikti. Eksik kısımları tamamlamak isteyen araştırma ekibi, 2018 yılında kaydedilen istatistiksel verilerden yararlandılar. En fazla dikkat çeken şey, yüzün yapısının, özellikle de alt çenesinin sağlamlığıydı. Kafatası bulunduğunda, onu inceleyen uzmanlar, onun bir erkek olduğunu düşünmüşlerdi. Nitekim, kafatası, o dönemdeki toplulukların ‘sağlam’ bir çeneye sahip olan erkek cinsiyetiyle fazlasıyla uyumlu özellikler barındırıyordu. Bunun yani sıra, kadının endokraniyal hacminin, yani beynin oturduğu boşluğun, veri tabanında bulunan modern bireylerinkinden daha büyük olduğu da fark edildi.
Bilim insanları bu etkeni Zlaty kun ile Neandertallar arasında, onunla modern insanlar arasında olduğundan daha büyük bir yapısal yakınlık olmasına bağlıyorlar. Araştırma ekibi “Yüzün temel özelliklerine sahip olduğumuzda, gri tonlaması, gözleri kapalı ve saçsız olan daha objektif ve bilimsel görüntüler ürettik. Ardından, renkli bir cilt, açık gözler, tüyler ve saçlarla spekülatif bir görüntü yarattık. Bunun amacı, genel nüfus açısından daha anlaılır bir yüz yaratmaktı,” diyor.
Sonuç olarak esmer, kıvırcık saçlı ve kahverengi gözlü bir kadının gerçekçi bir görüntüsü ortaya çıktı. Cildin, saçın ve göz renginin ne olacağında dair bilim insanlarının ellerinde hiçbir veri olmadığı için yüzün görsel yapısını sadece spekülatif düzeyde tasvir edebilecek özellikler arandı.
Yazan: Selim ÖZTEMEL
70 years after her skull was discovered, a 45.000 year old woman’s face was recreated, The Archaeologist, 2.08.2023.
Bir yanıt bırakın