Ağaçlar Uzun Olmak İster mi?
Hayvanların, bitkilerin ve ağaçların evrimsel değişimi her zaman olumlu yönde olmaz. Canlılar planlı değişim yapmazlar, yalnız değişirler. Örneğin büyük boynuzlu geyikler. Kafasında kilolarca ağırlık taşıyan işlevi neredeyse yok denecek bir “savunma sistemi” taşımak ne kadar mantıklı olabilir ki? Avcıdan kaçarken bu gereksiz ağırlık onları oldukça yavaşlatmaktadır. Fakat cinsel seçilim ile seçilen bu devasa boynuzlar, sonraki nesillere aktarılır. Hangi geyik daha büyük boynuza sahipse, o daha seksi görülüyor. Ve böylece nesiller ilerledikçe işlevsiz, gerektiğinden büyük, ve fazla enerji harcayan devasa boynuzlar evrimleşmiş oluyor.
Bir diğer örnekte de ağaçları ele alalım. California’da bulunan devasa ve garip bir ağaç bulunuyor. Stratosferin devi anlamına gelen Stratosphere Giant adındaki bu ağaç yaklaşık 113 metre boyunda bir sekoyadır. Bu devasa ağacın boyunu anlayabilmeniz için şöyle düşünün; ağacın boyu, Galata Kulesi’nin 2 katı kadar (67×2).
Fakat bu ağacın seçme şansı olsaydı bu kadar büyük olmak ister miydi?
Kesinlikle bu kadar büyük olmak istemezdi. Ağaçlar ne kadar büyük ise, o kadar çok rüzgara maruz kalır. Dolayısı ile bu onları çok rahatsız eder ve devrimle olasılığını artırır. Bu yüzden sekoya kısa olmayı tercih ederdi. Çünkü kısa olduğunda rüzgar seni çok rahatsız etmez ve devrilmen o kadar zor olur. Fakat o halde neden bu kadar yüksek?
Ağaçların ışığa ihtiyacı vardır. Işık enerji verir ve bu şekilde besinlerini üretebilirler. Gölgede kalmamak ve diğer ağaçlardan sıyırılacak ışığa ulaşılması gerekir. Dolayısıyla ışığa en uzun olan ağaç daha fazla ulaşır. Bu rekabet baskısından dolayı ağaçların boyları sürekli uzamaya devam eder.
Eğer sekoyalar bastan 140 santimetreyi geçmeyecekleri konusunda anlaşabilselerdi, böyle bir sorun hiç olmazdı.
Yazan: Selim ÖZTEMEL
Bir yanıt bırakın