Ahlak Kavramı Yeniden Yazılmalı

Ahlak Kavramı Yeniden Yazılmalı

Bu başlık, ne kadar çok insanda bel altını çağrıştırdı ise. o toplum, o kadar ilkel ve ahlaksız olduğunu ispatlamıştır. Eğer, kadını çağrıştırdı ise de tekrar ağaçtan insin, tekrar evrimleşsin, hiçbir çözüm yok demektir.
Ahlak Kavramı Yeniden Yazılmalı
Çünkü, bu kavram medeniyete ulaşmanın ikinci basamağı olduğu için  doğru anlaşılması ve doğru uygulanması, şarttır. Birgün Sigmund Freud`a, “medeniyetin en büyük buluşu”, nedir? diye, sorarlar. “Vicdandır, Bir arada yaşam da eğer vicdan olmasaydı, her bir bireyin başına bir polis dikmek gerekirdi.” der.
Evde ebeveynlerin çocuklarına öğretemediği bu kavramı, okullarda zorunlu ders olarak bütün bireylere öğretmek, özellikle toplumsal ahlaki çökmüş ülkelerde, her hükümetin zaruri programı olmalıdır. Çünkü;
Vicdan;, Ahlaklı davranmayı,
Ahlak; Medeniyeti,
Medeniyet; Güveni
Güven ise; Mutlu yaşayan toplumları,
Mutlu yaşam; Özgürlüğü getirir.
Bizim toplumumuzun sorunu ilk basamakları özümsemeden ve öğrenmeden, sonuca kısacası özgürlüğe odaklanmamız.Hangi toplum merdivenlerin basamaklarını tek tek çıkmadan, atlayarak medeni olmuş ki? Hem tarihten ders çıkarmayı beceremiyor hem de etrafımıza dönüp bakmıyoruz. İşte bunun için hangi düşüncelere özgürlük verip, hangilerini daha sesleri az çıkar iken susturacağımızı bilmiyoruz.
Acıkan bir insanin açlığını gidermek için yemek ayırt etmeden, zehirli yiyecekleri yemesi ve zehirlenmesi gibi seçici olmayan bir özgürlük anlayışı ile yaşıyoruz.. Özgürlüğe ihtiyacımız var ve özgürlük verelim söylemi altında bizde toplumumuzda zehirli düşüncelere izin verip, sonrada bu zehri bünyemizden çıkarmaya uğraşıyoruz. Bu vakit kaybı insanda ömürden, toplumlarda ise medeniyetten çok şeyleri alıp götürüyor, toplumları geriletiyor.
Örneğin, “Medeniyet, demokrasi özgürlüktür. Biz özgürce yaşayamıyoruz. Yasalar ve hükumetler bize baskı yapıyor.” diyen ve bu sorunu aşmak için örgütlenen din ağırlıklı yaşamı seçenlerin şiarı, “alnı secdeye varandan kötülük gelmez” idi. Amerikan filosunu kıble seçenlerin, secdeyi vicdan sanması normaldir. Özümsenmemiş vicdan anlayışına sahip, fırsatını buldu mu her alanda, “o sarı öküzü” veren insanların çokluğundan dolayı, toplum gitgide uçuruma daha bir yaklaştı.
Medeni toplumlarda insanların birbirine güvenme oranı % 50`ler de iken bizde %12.
Vicdanı olmadan özgürlüğü olan insanların bulunduğu, ahlaki davranışın olmadığı her alan yozlaştı. Mesleki ahlaktan yoksun gazeteciler, politikacılar, öğretmenler, profesörler, din adamları, sanatçılar vs. yozlaşma havuzunu doldurmak için adeta yarıştı. Ne çok susamışız ahlaksızlığa, her yapılan araştırma, her istatistik utanç verici sonuçlar ile dolu. Tek bir örneğin bile toplum vicdanını harekete geçireceği olaylar, bizde “ayyy yazıkkk” söyleminden öteye gitmiyor. Örneğin; Çocuk tecavüzlerinin %434 artması, özkaynakların satışı, rüşvet, cemaatlerin ülkeyi yönetimini ele geçirme teşebbüsü, adam kayırma, cemaat kayırma, medyanın tek bir havuzda toplanması, yozlaşmaya muhalefet olanların tutuklanması, adaletin bağımsız olmayışı vs. Neresinden tutup, nasıl düzeltilecek bu durum?
“Alnı secde görenden kötülük gelmez.” sözünün yanlış olduğunu öğrenmek için toplumun hayatından 15 yıl gitti. Bu 15 yılda Çin, Kuzey Kore, Hindistan başta olmak üzere bizimle aynı kulvarda yarışan ülkeler finişe doğru hızla giderken biz, yarı yoldan gerisin geriye start verilen yere dönmeye başladık.
Biran önce silkelenip kendimize gelmeli. Ahlak kavramını her alanda hayatımızda uygulamak için ideolojileri özellikle dini baz almak yerine, vicdanımızı kullanmayı öğrenmeliyiz.
Çözüm ise belli. Yozlaşma havuzuna atılan her bir pisliğin tekrar çıkarılması, her alanda ahlaksızlığa ses çıkarmak, her bireyin ahlaksızlığa tepkisiz kalmaması. Kendi başına gelmeden de harekete geçip, tepki göstermeyi öğrenmek.
Eflatun`un dediği gibi : Ahlak ve üçkağıtçılık bir terazinin iki ayrı kefesidir. Biri ağır gelip aşağı inince ötekisi yukarı çıkar.
Yazan: İ.Kaya
Tükenmez Kalem (Altın Yazar) hakkında 286 makale
Bilim sever, bilim yazarı.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*