Altıncı Kitlesel Yok Oluş

Altıncı Kitlesel Yok Oluş

4,5 milyar yıldan fazla olan Dünya tarihinde, bugün var olanla karşılaştırılabilecek bir yaşam zenginliği hiç olmamıştır. Son 450 milyon yılda, her biri daha önce var olan bitki, hayvan ve mikroorganizma türlerinin% 70 ila 95’ini yok eden beş kitlesel yok olma vakası yaşanmış olmasına rağmen, yaşam büyük ölçüde toparlanmış ve çoğalmıştır.

Altıncı Kitlesel Yok Oluş

 

5 Kitlesel Yok Oluş Neydi?

Ordovisyen-Silüriyen Yok Oluşu: Yaklaşık 445 Milyon Yıl Önce

Bilinen en eski kitlesel yok oluş olan Ordovisiyen Yokoluş, Dünya’daki yaşamın çoğunun denizlerinde yaşadığı bir zamanda gerçekleşti. 

Trilobitler bir zamanlar gezegendeki en yaygın yaşam biçimlerinden biriydi, ancak Ordovisyen kitlesel yok oluş olayı sırasında nesli tükendi.

Başlıca kayıpları brakiyopodlar, trilobitler, çift kabuklular ve mercanlar dahil deniz omurgasızlarıydı. Bu yok oluşun nedeni ; Ana katalizörün, süper kıta Gondwana’nın Dünya’nın güney yarımküresine doğru hareketi ve deniz seviyelerinin milyonlarca yıl boyunca art arda yükselip düşerek habitatları ve türleri ortadan kaldırması olduğu düşünülüyor.

Geç Devoniyen Yok Oluşu : Yaklaşık 370 Milyon Yıl Önce
Balıklar ve ilk bacaklı hayvanlar arasında bir geçiş türü olarak kabul edilen Tiktaalik, Devoniyen Dönemi’nde gelişti.

Yaklaşık 370 milyon yıl önce Devoniyen döneminin sonuna doğru, Kellwasser Olayı ve Hangenberg Olayı olarak bilinen bir çift büyük olay, biyolojik çeşitlilikte muazzam bir kayba neden olmak için bir araya geldi.

Permiyen-Triyas Yok Oluşu : 252 Milyon Yıl Önce
Permiyen Dönemi, Büyük Ölüm olarak bilinen bir yok oluşla sona erdi.

Permiyen-Triyas neslinin tükenmesi, Dünya’daki o kadar çok yaşamı öldürdü ki, aynı zamanda “Büyük Ölüm” olarak da bilinir. Deniz türlerinin yüzde 95’inden fazlasının ve karada yaşayan omurgalıların yüzde 70’inden fazlasının yok olmasına neden olan bu yok oluş neredeyse hiçbir yaşam biçimini es geçmedi.

Triyas-jurasik Yok Oluşu: 201 Milyon Yıl Önce
Triyas-Jura soyunun tükenmesi olayı, süper kıta Pangaea’nın dağılmasından sadece birkaç bin yıl önce gerçekleşti.

Bu yok oluş, Pangea süper kıtasının dağılmasından sadece birkaç bin yıl önce meydana geldi. Sebepleri kesin olarak anlaşılmasa da araştırmacılar iklim değişikliğini, bir asteroit etkisini veya muazzam volkanik patlamaları olası suçlular olarak öne sürdüler. 

Kretase-Paleojen Yok Oluşu : 65 Milyon Yıl Önce

En son kitlesel yok oluş olayı, muhtemelen Büyük Beş ‘in en iyi anlaşılan olayıydı. 

Tyrannosaurus Rex

En ünlü kurbanları olan kuş olmayan dinozorlara ek olarak;, pterozorların yok olmasına neden oldu ve birçok erken memeliyi ve bir dizi amfibi, kuş, sürüngen ve böcekleri yok etti.

Bu yok olma olaylarına, büyük volkanik patlamalar, okyanusal oksijenin tükenmesi, buzul çağı veya bir asteroidle çarpışma gibi felaketle sonuçlanan değişiklikler neden oldu. Her durumda, belirli bir yok olma olayından önce var olanlarla karşılaştırılabilecek sayıda türün yeniden kazanılması milyonlarca yıl sürdü. Bugüne kadar yaşamış tüm türlerin tahmini olarak yalnızca % 2’si hayatta olsa da, mutlak tür sayısı şimdi her zamankinden daha fazladır. O kadar biyolojik olarak farklı bir dünyaya girdik ki biz insanlar evrimleştik ve öyle bir dünya ki yok ediyoruz.

Hayat şimdi altıncı kitlesel yok oluşa girdi. Bu muhtemelen en ciddi çevre sorunudur, çünkü bir türün kaybı kalıcıdır, her bir tür hepimizin bağlı olduğu canlı sistemlerde az ya da çok rol oynar. Türlerin neslinin tükenmesi, çoğunlukla 1800’lerden bu yana popülasyonlarının kitlesel yok oluşuna dayanıyor. Yaşadığımız büyük kayıplar, doğrudan veya dolaylı olarak Homo sapiens’in faaliyetlerinden kaynaklanıyor . Bunların neredeyse tamamı, yaklaşık 11.000 yıl önce, atalarımızın tarımı geliştirmesinden bu yana meydana geldi. O zamanlar dünya çapında yaklaşık 1 milyon insandık; şimdi 7.7 milyar kişiyiz ve sayılarımız hala hızla artıyor. Sayılarımız arttıkça, insanlık yaşayan arkadaşlarının büyük çoğunluğu için eşi görülmemiş bir tehdit oluşturmaya başladı.

Tasmanya kaplanı ya da Tasmanya kurdu (Thylacinus cynocephalus), 20. yüzyılda soyu tükenen Avustralya’ya özgü büyük bir etçil keselidir.

Günümüzde türlerin yok olma oranları, son on milyonlarca yılda hüküm süren “normal” veya “arka plan” oranlarından yüzlerce veya binlerce kat daha hızlıdır. Devam eden biyolojik yok oluşu belgeleyen örnekler giderek artıyor, her biri sorunun büyüklüğünü ve harekete geçmenin aciliyetini vurguluyor. Son 100 yılda 400’den fazla omurgalı türünün nesli tükendi. Tüm türlerin dörtte birinin, çoğu on yıl içinde olmak üzere, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu tahmin edilmektedir. Bir tür ortadan kaybolduğunda, genlerden ve etkileşimlerden fenotiplere ve davranışlara kadar çok çeşitli özellikler sonsuza kadar kaybolur. Yani bizim yaşamamız için gerekli olan çevrede var olan bu türler yok olursa bizde yok oluruz. 

Kendi pimimizi kendimiz çekiyoruz. Artık dur demeliyiz!

Yazan: Bilge KAPLAN

Kaynak*

Kaynak**

Kaynak***

Kaynak****

YouTube Kanalımız

Bilge Kaplan (Altın Yazar) hakkında 248 makale
1993 yılında Antalya'da doğdum. Molekuler Biyoloji ve Genetik bölümünden mezunum. Şimdi Covid laboratuvarında moleküler biyolog olarak çalışıyorum. Biyoloji,kimya,fizik, matematik en güzel ilgi alanlarim.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*