Asperger Sendromu Nedir?
Asperger sendromu (Asperger Bozukluğu olarak da bilinir) ilk olarak 1940’larda Viyanalı
çocuk doktoru Hans Asperger tarafından bulunmuştur. Normal zeka ve dil gelişimi olan erkek çocuklarda otizm benzeri davranışlar, sosyal ve iletişim becerilerinde zorluklar gözlemlemis ve bu sendromu tanımlamıştır. Pek çok araştırmacı, Asperger sendromunun basitçe daha hafif bir otizm biçimi olduğunu düşündü ve bu bireyleri tanımlamak için “yüksek işlevli otizm” terimini kullandı.
University College London Bilişsel Sinirbilim Enstitüsü’nde profesör ve Otizm ve
Asperger Sendromu editörü Uta Frith, Asperger’li bireyleri “bir tutam otizme sahip” bireyler olarak tanımlıyor.
Asperger Bozukluğu, Amerikan Psikiyatri Birliği’nin Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve
İstatistiksel El Kitabına ( DSM-IV ) 1994 yılında otizmden ayrı bir bozukluk olarak eklenmiştir. Bununla birlikte, Asperger Bozukluğunu daha az şiddetli bir otizm biçimi olarak gören hala birçok bilim insanı, araştırmacı, bulunuyor. 2013’te DSM-5 , Otistik Bozukluk, Asperger Bozukluğu ve diğer yaygın gelişimsel bozuklukların yerini otizm spektrum bozukluğu adı altında bir çatı altında toplanmıştır.
Asperger Bozukluğunun Özellikleri
Asperger Bozukluğunu klasik otizmden ayıran şey, semptomlarının daha az şiddetli olması
ve dil gecikmelerinin olmamasıdır. Asperger Bozukluğu olan çocuklar sadece hafif derecede
etkilenebilir ve sıklıkla iyi dil ve bilişsel becerilere sahiptirler. Eğitimsiz bir gözlemciye
Asperger Bozukluğu olan bir çocuk farklı davranan nörotipik bir çocuk gibi görünebilir.
Otizmli çocuklar sıklıkla diğerlerine karşı mesafeli ve ilgisiz olarak görülürler. Asperger
Bozukluğunda durum böyle değildir. Asperger Bozukluğu olan kişiler genellikle uyum
sağlamak ve başkalarıyla etkileşim kurmak isterler, ancak çoğu zaman bunu nasıl
yapacaklarını bilemezler. Sosyal açıdan garip olabilirler, geleneksel sosyal kuralları
anlamayabilirler veya empati eksikliği gösterebilirler. Sınırlı göz teması kurabilirler, bir
sohbete katılmamış gibi görünebilirler ve jestlerin veya alaycılığın kullanımını
anlamayabilirler.
Belirli bir konuya olan ilgileri, saplantı sınırında olabilir. Asperger Bozukluğu olan çocuklar
genellikle taşlar veya şişe kapakları gibi kategorilerdeki şeyleri toplamayı severler. Beyzbol istatistikleri veya Latince çiçek isimleri gibi bilgi kategorilerinde yetkin olabilirler. İyi bir ezber hafıza becerilerine sahip olabilirler ancak soyut kavramlarla mücadele ederler.
Asperger Bozukluğu ile otizm arasındaki en büyük farklardan biri, tanımı gereği Asperger’de konuşma zorluğu, gecikmesi olmamasıdır.
Aslında Asperger Bozukluğu olan çocuklar sıklıkla iyi dil becerilerine sahiptir; sadece dili farklı şekillerde kullanırlar. Konuşma kalıpları olağan dışı olabilir, ritmik bir yapıya sahip olabilir veya resmi olabilir, ancak çok yüksek veya tiz de olabilir. Asperger Bozukluğu olan çocuklar, ironi ve mizah gibi dilin inceliklerini anlamayabilir veya bir konuşmanın alış veriş niteliğini anlamakta zorluk yaşayabilir.
Asperger Bozukluğu ile otizm arasındaki bir diğer ayrım da bilişsel yetenekle ilgilidir. Otizmli
bazı bireylerin zihinsel engelleri olsa da, tanım gereği Asperger Bozukluğu olan bir kişi “klinik olarak önemli” bir bilişsel gecikmeye sahip olamaz ve çoğu ortalama ila ortalamanın
üzerinde zekaya sahiptir. Motor güçlükler Asperger için özel bir ölçüt olmasa da, Asperger Bozukluğu olan çocuklar sıklıkla motor becerilerinde gecikmeler yaşarlar ve beceriksiz gibi görünebilirler.
Asperger Sendromu Teşhisi
Asperger Bozukluğu teşhisi son yıllarda önemli ölçüde artmıştır, ancak daha yaygın olup olmadığı veya daha fazla tespit edip etmediği belirsizdir. Asperger ve otizm DSM-IV
kapsamında ayrı bozukluklar olarak kabul edildiğinde, Asperger Bozukluğu semptomları
otizm için listelenenlerle aynıydı; ancak Asperger’li çocukların iletişim ve dil alanında
gecikmeleri yoktur.
Aslında, bir çocuğun Asperger teşhisi konması için normal zekanın yanı sıra normal dil gelişimine sahip olması gerekir. DSM-IV Asperger kriterleri, bireyin “sosyal
etkileşimde ciddi ve sürekli bozulmaya ve sosyal, mesleki veya diğer önemli işlevsellik
alanlarında klinik olarak anlamlı bozulmaya neden olması gereken sınırlı, tekrarlayan davranış kalıpları, ilgi alanları ve faaliyetler geliştirmesi” gerektiğini belirtti. Tanıya giden ilk adım, gelişim öyküsü ve gözlemi içeren bir değerlendirmedir. Bu, otizm ve diğer Yaygın Gelişimsel Bozukluk (YGB)’lar konusunda deneyimli tıp uzmanları tarafından yapılmalıdır. Erken teşhis ve tedavi edilen Asperger Bozukluğu olan çocukların okulda başarılı olma ve sonunda bağımsız yaşama şansının artması nedeniyle de önemlidir.
Asperger Sendromu Tedavisi
Asperger sendorumunun tedavisi yoktur ve hayat boyu devam eder. Sendromun semptomlarını iyileştirmeye yönelik birçok terapi uygulanabilir. Çocuğun yaşına ve ihtiyaçlarına uygun davranışsal ve eğitimsel müdahale türleri seçilir.
Yazan: Bilge KAPLAN
Bir yanıt bırakın