Beyni Kullanma Kılavuzu
Ön Lob`umuz Ne Kadar Sağlıklı İse O Kadar İnsanız,
Kesinlikle bilmemiz gereken ilk şey, insanları diğer canlılardan ayıran en önemli özelliğin, ön beynin fren sistemi olduğunu bilmeliyiz.
Kullandığımız cihazların özelliklerini bilmeye odaklandığımız kadar, beynimizin işleyişi ve gelişimine odaklanmış olsa idik, hem kendimizi tanıma hemde geliştirme anlamında çok daha bilinçli ve hızlı bir yol kat ederdik.
İşte bu fren sistemi sayesinde toplumlar oluşturduk, bir arada yaşıyoruz ve ahlak kurallarımız var. Dolayısıyla güvende ve hayatta olmamızın en önemli sebebi budur. Tek eşli yaşamdan, toplumsal düzene kadar bizim kurduğumuz bu sistemler, aslında primat olarak yaşadığımız zamanların çok çok üstünde bir seviyedir. Bizi biz yapan, özel ve farklı kılan değerlerimizin sorumlusu, biyolojimize aykırı da olsa bu düzeni kurmamızda ve ilerlememizde ki karar merkezimiz, ön lobumuzdur.
Dikkat ederseniz, bizim alnımız öteki canlılara göre daha büyük ve geniştir. Beyin lobları içinde 3`te 1`lik kısmı oluşturacak kadar önemli bir lobdur. Öteki canlılarda bu lob bu kadar yer kaplamıyor. Eğer bu lobun gelişmesi istenilen seviyede olmaz ya da orada bir tümör çıkarsa ne olur? Konuşması, yürümesi, hayatını devam ettirme ile ilgili zaruri ihtiyaçlarını karşılaması ile ilgili hiçbir fonksiyonlarında zarar görülmüyor. Ancak, tıpkı primatlar ya da maymunlar gibi hiçbir ahlaki değerleri, utanma duygusu, cinsel güdülerinde veya her türlü isteklerinde fren sistemi olmayan sadece insan görünümlü ama insan olmayan bir canlı oluyor.
Dolayısıyla insani insan yapan en büyük özelliğinizi kaybetmiş oluyor. Herkesin istediği gibi davrandığı kuralları olmayan, isteklerin freni olmayan bireylerden oluşmuş bir toplum düşünün. Bizler birlikte hareket etme, bilgiyi bir sonraki kuşaklara aktarma, toplumun gelişimi için güvenliğin, güvenilir olmanın, insani kurallara bağlılığımız ve ön lobun fren sisteminin iyi çalıştığı insanların toplumu geliştirme çabalarının sonucu, teknoloji ve bilimde bu kadar ilerleyebildik.
Onun için Ön Lob`a çok dikkat etmek ve gelecek nesillerimizi sağlıklı fren sistemi ile yetiştirebilmek için bilinçli bireyler olmalıyız. Sosyal medyanın ve çevremizde tanıdığımız bazı insanların hareketlerine ve pişkinliğine bir anlam veremiyoruz. Anlam veremediğimiz bu pişkinlik, utanmazlık, cinsel dürtülerin kontrolsüzlüğü, duygusuzluk, empati yoksunluğu, vicdansızlık, hatalardan ders çıkarmama, öz eleştiri yapamama, dikkatini bir noktada uzun süre toplayamama dahil, kalitemizi (ayni şekilde kalitesizliğimizi) belirleyen, bizi insan yapan değerler işte bu Lob`ta ki hasar ya da gelişmemişlik sorunudur.
Aynı şekilde sosyal medyada cinsel organının fotoğrafını gösterme, sokaklarda teşhir, taciz ve tecavüzler, cinsel dürtülerin kontrolsüzlüğünün çok sık olmasını toplumda Ön Lob gelişimi ile ilgili çocukluktan bir şeyleri yanlış yaptığımızın göstergesidir. Ön lob fren sistemi çok iyi gelişmiş insanlarda uyarı ne kadar etkin ve güçlü olsa da hayvani dürtülerimizi bu fren sistemi engelliyor.
Beyni Kullanma Kılavuzu
Sağ ve sol lobların çocuk gelişiminde beraber hareket etmesi, hem onlara fizik, kimya, matematik öğretirken hemde bir sanat, müzik, spor gibi, duygularını geliştirecek bir dalda aktivitesine yönlendirmek ile mümkün oluyor. Öğrenmede bu iki lobun aktif olmasının önemi ise öğrendiğinin kalıcılığı ve bilginin gelişmesi için çok önemli rol oynuyor. Hatırımıza ilk gelen dahilerin kendi mesleki uğraşlarının yani sıra müzik, sanat vs eğilimlerinin ve son bilimsel gelişmelere paralel olarak yapılan beyin incelemelerinin bu tezi doğruladığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Peki bu Ön Lob gelişiminin sağlıklı olması için nelere dikkat etmeliyiz. Ön beynimiz doğduğumuzda gelişmemiştir. Gelişimi 10`lu yaşlarda başlar, 20`li yaşlara kadar sürer. Sosyal ortamı öğrenmeye başlayan çocuklarda, beynin ön kısmı gelişmeye ve şekillenmeye başlıyor. İşte tam bu dönemde çocukların pornografik yayınları çok seyretmesi, cinsel içerikli yayınları seyretmesi, ebeveynlerin çocuklarının her istediğini yapması, alması ön beynin gelişimini geri dönülmez şekilde olumsuz etkiliyor. Bu durum her ne kadar şuan sizleri şaşırtsa da bilimsel gelişmeler diyor ki, aşırı cinsel uyarımdan dolayı çocuklarda erken ergenleşme ve dolayısıyla Ön Lob`un gelişememesi sorunu meydana geliyor, aynı şekilde her isteği olan çocukta da bu lob istenilen seviyede gelişemiyor.
Cinsellik çok özel aynı zamanda çok da tehlikeli bir konu. Cinsellik şuanda medyanın elinde, 3 yaşında bir çocuğun elinde keskin bıçağı sağa sola sallaması kadar tehlikeli kullanılıyor. Ön beyin cinselliğe erken yaşta bir bombardımana uğradığında sonuçları çok ciddi ve geri dönülemez oluyor.
Katiller, suça yatkın insanlar ve adi suçlardan hapse girmiş ya da sabıkası olan insanların ön beyin incelemelerinde, gelişmemişlik olduğu görüldü. Peki bu tiplerden biri ile karşılaşıyorsak ne yapmalıyız? Kesinlikle yanımıza yaklaştırmıyor, mümkün olduğu kadar uzaklaşıyoruz. Ön Lob ne kadar gelişmiş ise o kadar İNSAN olduğunu, insan görünümünde bir primat ile karşı karşıya olduğumuzu hiç unutmuyoruz.
Sorun şu ki, bu kadar kadın cinayetleri ve suç oranın, sosyal medyada dahi dolandırıcılığın bu kadar yüksek olduğu bir toplumda insan özelliği taşımayan primatların toplumda, bizlerin bilinçsiz olması ve bu konuda bir şey bilmiyor olmamızdan dolayı, insanmış gibi dolaşması sonucunda toplumda bir yozlaşma ve bozulma oluyor. Bunlar ile evlenip, çocuk sahibi oluyoruz. Onlardan imkansız olan şeyi, vicdanlı olmalarını, empati yapabilmelerini, kısacası umutsuzca insan olmalarını bekliyoruz. Bir şans bir şans daha verip, hayatimizi boşa harcıyoruz. Çocuklarda özgürlük ve her istediğini alma, yapma sınırlarımızı tekrar gözden geçirmez isek, bu sorun toplumda hiç bitmeyecek ve bir gün “insan” olmanın tanımı bu primatların eline kalacak. Birbirimizi kırıp geçirmeden yok etmeden, çok geç olmadan, bilim insanlarına kulak verelim ….
Not: Bu konudaki kaynağım, Prof. Dr. Türker Kılıç, Prof. Dr. Sinan Canan, Doç Dr. Sultan Tarlacı, Yardımcı Doç. Dr. Oytun Erbaş`ın topluma vermek istediği mesajlar ve kitaplarının özetleridir. Bilim insanlarımıza toplumun gelişimi için uğraşlarından dolayıda teşekkür ediyorum.
Yazan: İ. Kaya
Bir yanıt bırakın