Bilim Kadını Emily ile 2. Dünya Savaşındaki Gençler Üzerine
Emily`inin çok disiplinli olmasını biraz yaşlı kaprisi olarak değerlendirmiş olsam da, Onu kırmamak adına asla bugüne kadar dile getirmemiştim. Bugün randevuma on dakika geç kalınca, suratını astı. Kahvesini yudumlarken, benimle göz göze gelmemeye özen gösterdi.
” Haydi Emily`i, yeter bu kadar ceza bana. Anladım hatamı ama sende çok disiplinlisin. Hiç aklına gelmiyor mu, yol halidir. Başına bir şey gelmiştir. Niçin bu kadar önemsiyorsun ki, altı üstü on dakika. Söz veriyorum, şimdi bana bir gülümse, karda kışta da olsak, tam zamanında geleceğim.” dediğimde, inanmaz bir mimikle dudağının ucundan şöyle bir gülümsedi ve başladı anlatmaya.
– İna biliyor musun, aklıma 2. Dünya Savaşı`nda ki gençler geldi. Bende o zamanların genci olarak, on dakikanın önemini çok iyi öğrendim. Hitler iktidara geldiği zaman, Almanya`da her iki Alman evin bir tanesinin babası işsizdi. Yahudiler birbirlerini tuttuğundan ve güzel işlerde çalışıp, beyin takımını oluşturanların çoğunluğunda oldukları için aslında Onlar, birinci sınıf, biz Almanlar ikinci sınıf bir hayat yaşıyorduk. Elbette bunun suçu Yahudilerin değil, bizim belki beceri konusunda, Onlar ile yarışamadığımızdandır. Hala da öyle, hiçbir halk, Yahudiler ile o konuda yarışamazlar.
Teyzemin 5 çocuğu vardı. Büyük oğlu, Salzburg’da (Avusturya) üniversite eğitimi alıyor, geriye kalanlar ise 12- 20 yaş arasında kendisi ile yaşıyordu. Hitler, söz verdi. Her babaya iş, her eve bir araba. İnsanlar müthiş mutlu, umutlu. Gençler için müthiş bir gelecek ve iş imkanları vaatleri, Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisine gençleri de çekti. Gençler, yaşlılar, orta yaşlılar Hitler nerede görevlendiriyor ise orada canla başla çalışmaya başladılar. Yollar, tüneller, kanalizasyonların iyileştirilmesi, fabrika, hastane, okul inşaatların de çalışmalar. Karşılığında Hitler, gerçekten kimilerini tatile gönderiyor, festivaller düzenletiyor. Bol yiyecek, içecek veriyordu.
Yahudilerin toplanması ve kamplara götürülüyor olmasının çok feci sonucu olacağından habersiz halk, kendilerini sadece arabamız ve işimiz olacak sevincine odaklanmıştı. Hakikatten arabası oldu her evin. Hitler`in emri ile halk arabası (Wolkswagen) firması kuruldu. Şu an da çok ünlü olan firmanın kurulmasının sebebi Hitler`in vaadi olduğunu bilmiyordun değil mi? diyerek gülüyor. Puma ve Adidas firmalarının da, iki Yahudi kardeşe ait olup yine de Hitler`i destekledikleri, askerlere çok iyi ayakkabılar yaparak zengin olduklarını biliyor muydun?
Hitler güçlendikçe kendini Almanların tanrısı gibi görmeye başladı.Halkı korkutup sindirmeyi başardığının farkındaydı. Fakat O bu korkunun Alman Irkına kendi gidince, ırkçılık aşılayamayacağının da farkına vardığından sanırım devlet okullarının yani sıra Hitler Gençliği, Alman Kız Birliği adı altında yatılı okullar açtı. Gönüllü olarak, iyi bir gelecek için bu okullara giden sayısı azdı. Çünkü gençlerin yönlendirildiği bu yatılı okullar evlerinden çok çok uzakta olan okullardı. Bunu Hitler bilinçli yaptı, gençlerin kontrolünü tamamen eline geçirmek, ailelerine kolay ulaşamamalarını sağlamak istiyordu.
Askerlere savaş zamanında her ülke çok büyük yetkiler verdi, çoğu çıldırmış gibi kötülük yapan askerleri görmemezlikten geldi. Aynı şekilde Alman askerleri de çok küstahça konuşarak emirler dağıtıyordu. Gönüllü olarak Hitler`in okullarına gitmeyenleri, komutanlarından getirdikleri emirleri göstererek iki hafta içinde 800 km uzakta ki okulda olması için gençlerin evinden alınacağını bildiriyorlardı. Ya o okullara gidecek kızlar ya da erkeklerin asker olmasından dolayı boşalan, erkek iş gücü dallarında eğitilecekler. O dönemde genç kızlar diye bir şey yoktu. Genç erkek olmak zorunda olan kızlar vardı. Teyzem gelen emirle telaşlandı. Çocuklarını o okullara göndermek istemiyordu. Çünkü o okullara giden hiçbir çocuktan aileleri haber alamamıştı.
Dindar bir katolik olan teyzem ve ailesi, Hitler`in askerlerinin korkusuna kiliseyi temizleme görevlerine ve papaza yardım etme işine, hava karardığı zaman, arka bahçede zemininde bulunan, bodruma giriş merdivenlerini kullanarak giriyorlardı. Belediye başkanı ve papaz iyi arkadaş olduklarından dolayı, çocuklarından ikisini anlayacağın sadece kızlarını okula göndermeyip, erkek mesleğine gönderdi. Fakat iki oğlu Hitler`in okuluna gitmek zorunda kaldılar. Kızın bir tanesi kitap baskı ve cilt yapımı mesleğini okuyarak yıllarca, Hitler`in izin verdiği kitapları geceleri bile çalışarak bastı. Öteki kızı ise telefon santrali, şifre çözme üzerine meslek yaptığı için, Rus cephesine iletişim askeri olarak gönderildi. O kızdan bir daha haber alamadık.
Almanlara karşı savaşan bütün ülkeler, Almanya`yı bombalarken, ilk bombalanan yerlerin bu okullar olduğunu biliyor muydun? O gençlerin sabah akşam demeden marşlar dinletilerek, bilinçli bir şekilde canlı bomba gibi yetiştirildiğini ve beyinlerinin yıkandığını söyleyebilirim. O gençler Hitler ne derse yapacak ve gözünü kırpmadan adam öldürecek potansiyele sahipti. Teyzem iki oğlundan da bir daha haber alamadı.
Bilmiyorum bir araştırma yapıldı mı bu konuda ama 2. Dünya Savaşın da genç olmuş çoğu kızın sonra çocuğu olmadı. Atılan bombaların, kimyasalların kadınların yumurtasını etkilediğini düşünüyorum. Üniversite`de okuyan teyzemin oğlu, Nazi komutanı bir adamın kızıyla evlendi. Asla ailesinin Nazilere karşı olduğu ve kardeşlerinin bu şekilde öldüğünü onlara söyleyemedi. Kitap baskısında çalışan kızı, 1925 doğumlu ve hala yaşıyor. Kimi genç kızlar ise Hitler`in komutanlarının evinde çocuk bakıcısı, hizmetli, ahçı olarak çalıştırıldı. Teyzemin komşusunun kızı da bu şekilde bir komutanın evinde çocuk bakıcısı olarak çalıştığı sırada, ise on dakika geç kaldı diye, nefes nefese çaldığı kapıyı açan ev sahibi komutan tarafından kafasından vuruldu.
On dakika, belki savaşta birçok hayatı kurtarabilecek kadar önemli bir zamandı. Düşünsene 150 milyon kilometre uzakta ki Güneşin enerjisi bile bize 8 dakika da ulaşıyor. Demek ki on büyük rakam. Kara delik keşfeden, matematiğe döken müthiş beyin Schwarzschild, çalışmalarını Einstein`a postaladıktan sonra Rus cephesinde öldü. Birçok bilim insanı cepheler de hiç yok yere öldü. Eğer kaçmak için 10 dakikaları olsaydı, belki de bilim şu an olduğundan çok daha iyi yerlerde olacaktı.
İzin alarak öpüyorum yanaklarından, hiç bu açıdan bakmamıştım Emily. Sen müthiş bir tarihsin, müthiş bir insan ve harika bir kadınsın. Ben çok şanslı bir insanım. Seni ve tarihe birebir şahitlik yapmış insanların her gün hikayelerini dinliyor, ufkumu genişletiyorum.
Vedalaşırken ellerimi tutup, çok kararlı bir şekilde, “İna sadece ufkunu genişletme, ufukları da genişlet !” diyor.
Bilim Kadını Emily ile 2. Dünya Savaşındaki Gençler Üzerine
Yazan: İ. Kaya
Bilim Kadını Emily ile 2. Dünya Savaşındaki Gençler Üzerine