Bitkilerde Strateji
Bitkilerinde de kendilerine has ilginç stratejileri bulunuyor. Bazıları kendilerine dadanan tırtılları kovacak için özel salgılar salgılıyor, bazıları arı sesini duyunca nekatar üretimi hızını artırıyor, bazıları ise komşu bitkilerden yansıyan akrabalık ilişkisini anlayabiliyor.
Örneğin domates bitkisi kendilerine dadanan tırtıl türü böcekler için özel bir kimyasal salgılıyor. Bu kimyasal sagı tırtıllarda yamyamlık etkisi yaratıyor ve birbirlerini yemeye başlıyorlar.
Diğer bir örnekse arı orkidelerinin (Ophrys apifera) dış görünüşü şaşırtıcı bir şekilde egzotik dişi arılara benziyor ve dişi arılar gibi kokuyor. Böylece erkek arıları kendilerine çekmeyi başarıyor. Erkek arılar çiceklerin üzerine konduklarında, üzerine bolca polenleri toplamış oluyor. Çuha (Primula veris) tozlaştırıcıların sesini algıladıklarında nektar üretim hızını artırarak, polenleşme şansını da artırır. Kuzu kulağı teresi (Arabidopsis thaliana), komşusu olan bitkilerdeki ışık yansıması ile akrabalık olup olmadığını anlar.
Sırık fasülyesi (Phaseolus vulgaris) ise büyürken kendisine destek arar. Bunun için geniş daireler çizerek çevresinde dolanabileceği bir sırık arar. Bulduğu zaman hemen onu sarmalar. Bu ani ve hızlı hareket ile ne yöne döneceğini bilen, “bilinçli” bir davranış sergiler. Murcia Üniversitesi’nden Paco Calvo, bu durum için “Sırık fasülyesinin, sırığın orda olduğunu bildiğini düşünüyorum. Fakat bunu ispatlamak için ileri düzeyde çalışmalar yapılması gerekir” diyor.
Elektrik Sinyalleri
Calvo, bitkilerin iç yaşamlarını araştırmak için Minimal Intelligence Laboratory/Minimal Zeka Laboratuvarı (MINT) merkezini kurdu. Laboratuvarda bilim insanları ve öğrenciler ile Sırık fasülyesinin hareketini ayrıntılı incelediler. Ayrıca elektrotlar ve biyosensörler ile içsel elektrik sinyalleme faliyetlerini gözlemlediler. Böylece fasülyenin kendisine desteği nasıl bulduğunu keşfettiler. Bütün bu davranışlara elektriksel faaliyetlerde ani bir sıçrama eşlik etmekte. Calvo, “Elektriksel sinyalleme bitkinin yaşamında bir duyarlılığın olduğunu gösteriyor” diyor.
Ebeveyn Ağaçlar
Ebeveyn ağaç, kökleri aracılığıyla gıda gönderir. Bize göre pek de genç olmayan 80 yasındaki bir çam agacı yavrularına sürekli olarak ilgi gösterir. Fakat ağaçlar insanlarla aynı hızda yaşlanmazlar.
Genç ağaçlar hızlıca büyüyüp güneşe ulaşmak isterler. Eğer böyle hızlı büyürler ise gövdelerindeki hücrelerinde çok fazla hava boşlukları olacağının farkında olmazlar. Dolaysıyla ileride, fırtınalı havalarda ya da yırtıcılar geldiğinde kolayca zarar görebilirler. Anne çam ağacı, genç ağacı kendi iyiliği için gölgeler. Bölece aşırı güneşe maruz kalır hızlı büyümesini engellemiş olur. Tam anlamıyla iyi bir ebeveynlik örneği.
“Dikkat Geliyorlar”
20. Yüzyılın sonlarına doğru araştırmacılar, Güney Afrika’daki akasya ağaçlarının kendilerini yırtıcılara karşı koruduklarını ve çevredikileri uyarmak için alarm verdiklerini fark ettiler. Bir zürafa sürüsü gelip ağaca en üst yapraklarını yemeye başladığında, ağaç zürafanın hoşuna gitmeyen bir kimyasal salgılamaya başlar. Üstelik yaptığı yakınız bu değildir. Diğer akasyalara etilenden oluşan bir kimyasal mesaj iletir. “Dikkatli olun geliyorlar.”
Kötü tadı alan zürafalar ağaçtan uzaklaşmaya başlarlar. Yakın çevredeki diğer ağaçlar da bu tatta olduğu için, mesajı almamış yeni akasya ağaçları bulmak için epey uzağa gitmeleri gerekir.
“Ah”
Binlerce yaprağı olan kudretli meşe ağacı, yapraklarından birinin üzerinde bile tırtıl yürüse bunu hisseder. Tıpkı hayvanlardaki sinir sistemiminde olduğu gibi ağaç da bir elektrokimyasal sinyal gönderir. Fakat ağaç bunu bizlere göre çok daha yavaş yapar. Bir “Ah!” sinyali dakikada bir santimetreye yakin bir hızda ilerler. Dolayısıyla ağacın bu zararlı böceği kovmak için yeterli kimyasalı üretmesi en az bir saati sürer.
Kimyasal Savaş
Bir işgalci canlı ağaca saldırdığında, ağaç bu canlının salyasından bir parça örnek alarak DNA’sını analiz eder. Sonra zayıf noktalarına uygun özel bir kimyasal tepki hazırlar. Bazen ise düşmanın düşmanını onunla savaşması için çağırır çağırır. Bu özel fermon salgısı ile bazen böcekler kendi kendilerini yer, bazense başka bir böcek gelip onları yer. Ağaçların kimya, böcek bilimi ve diğer bilimlerine dair bilgisini taktir etmemek mümkün değil.
Bitkilerde Sinir Sistemi ve Beyin Yok, Bilinç Nasıl Olacak?
Tüm canlılar az ya da çok duygulara sahiptir. Bakteriler, mantarlar gibi ilkel canlılar zeka ürünü gerektiren faliyetlerde bulunurken, bitkiler duygusuz olabilir mi?
Calvo, “Beynin ve sinir sisteminin nasıl çalıştığına baktığımızda, duyguların elektriksel sinyaller ile etkili olduğunu anları. Bitkilerde beyin yok. Fakat damar dokularında bolca elektriksel sinyaller olduğunu görüyoruz. Besinler ve su, bedenlerine bu yollar ile iletiliyor. Kökten, yapraklara kadar bu damar ağı uzanıyor. Ayırca bitkiler, hayvanlarda görülen bir çok sinyalleme molekülünden de yararlandığı görülüyor. Örneğin bitkilerde de; GABA, asetilkolin ve serotonin gibi molekülleri görebiliriz. Buna dayanarak bitkilerde de duyarlılığa dayanan yapının olduğunu söylemek mümkün” diyor.
Bitkilerin Kendilerine Has Bilinci Olabilir mi?
Calvo, bitkilerde duyarlılığın yanı sıra bir tür bilincin de olabileceğini düşünüyor. Bitkiler öznel deneyimlere sahip olabilir. Calvo, “Elektriksel sinyalleme ile bitkiler bir bilince sahip olabilirler” diyor.
Bazı bilim insanlarına saçma gelen bu fikir, “Bütünleşik Bilgi Kuramı” ile gerçeklik kazanabilir. Bu kurama göre bilinç; bir deneyimin çoklu özelliklerini beyin, bilgisayar çipi ya da bir bitki gibi bir ortamda bütünleştirebilir. Bu bütünleşme ne kadar fazla olur ise bilin düzeyi o kadar yüksek olur.
Bitkilerdeki Bilinç Fikrine Eleştiriler
Bazı bilim insanları bu fikre kuşku ile yaklaşıyor. Washington Eyalet Üniversitesi’nden John Mallatt ve çalışma arkadaşları bitkilerde bilincin olamayacağına dair yazdıkları makalede; “Yalnız elektriksel sinyaller bilincin belirtisi olamaz. Karmaşık bilgi işleme ve hücreler arası karşılıklı sinyalleme gerekir. Fakat bitkilerde hücresel bilgi akışı tek yönlü olduğunu görüyoruz. Bilgilerin geldiği hücrelere geri dönüş olmuyor” diye belirtiyorlar.
Calvo ve çalışma arkadaşlarının çalışması ne kadar ikna edici görünse de, bitkilerde bilinç fikri henüz emekleme aşamasında. Üstelik bazı deneyler tekrarlanamıyor. Bu yüzden eleştirenlere göre bu konu, spekülatif bir özellik taşıyor.
Peki Bilinç Ne?
Bitkilerde bilincin olup olmaması ile ilgili tartışmaların temelindeki problem, bilincin tanımındaki belirsizlikten kaynaklanıyor. Henüz bilinç, bilimsel olarak tam tanımlanamıyor. Bitkilerde bilinç yoktur denemek kestirip atılmasındansa, bilincin tam olarak ne olduğu konusunda somut testlerin tasarlanması gerekiyor.
Bitkilerde bilinç tartışmaları süre dursun, siz yine de ağaçlara ve evinizdeki çiçeklere daha dikkatli ve özenli davranın.
Yazan: Selim ÖZTEMEL
Does your houseplant have feelings?, 24.08.2022, New Scientist
Don’t Waste Your Emotions on Plants, They Have No Feelings, Grumpy Scientists Say, 10.07.2019, Live Science
Scientists say planetary intelligence is real, but Earth doesn’t qualify yet, 24.02.2022, Live Science
Kaynak**
National Geographic Kozmos – Dünyada Akıllı Yaşam/Ann Druyan/Beta Kitap
Bir yanıt bırakın