Burnumuzun Şekli Yaşadığımız İklime Bağlı
Hepimizin burnu; koklama, nefes alma, bakterilere karşı savunma yapma gibi ortak görevleri yerine getirir. Buna karşın burun şeklinizin tamamen kendine özgü olduğunu fark etmiş miydiniz?
Yüzyılı aşkın süredir antropologlar, insan burnundaki farklılıkları ve bu farklılıkların neden kaynaklandığını araştırıyor. 1800’lü yıllarda İngiliz anatomist ve antropolog Arthur Thomson; daha soğuk ve kuru bölgelerde yaşayanların ince bir buruna, sıcak ve nemli bölgelerde yaşayanların ise geniş bir buruna sahip olduğuna dikkat çekti. Bu düşünce günümüzde “Thomson’ın Burun Kuralı” olarak bilinmektedir. Thomson’ın kuralı basit ve iyi düşünülmüştü. Ancak farklılıkların, hayatta kalma faydası olmaksızın şans eseri tanımlanan mutasyonlardan mı yoksa sadece genetik aktarımlardan mı kaynaklandığı açık değildi. Bu sebeple kuralı test etmek adına 10.000’den fazla kişinin yüzü 3D taramasından geçirildi. Çalışmayı Pennsylvania Eyalet Üniversitesi’nde genetikçi ve antropolog olan Mark Shriver ve ekibi yönetti. Shriver, kariyerini türümüzü benzersiz kılan özellikleri inceleyerek geçiren oldukça başarılı bir bilim insanı. “İnsan popülasyonları arasında farklı olan şeylerden daima etkilenmişimdir.” diyor.
Araştırmalar Ne Söylüyor?
Shriver ve ekibi dünyanın farklı iklimlere sahip bölgelerinde yaşayan yüzlerce insanın burun deliklerinin genişliğini, burun delikleri arasındaki mesafeyi, burun sırtı uzunluğunu, burun yüksekliğini 3D yüz tanımlama teknolojisi kullanarak inceledi. Yapılan ölçümlere göre araştırmacılar, insanlarda burun şekillerinin rastlantısal bir sürece göre çok daha fazla farklılık taşıdığını gördü. Yerel iklimin bu farklılığa fayda sağlayabileceğini göstermek isteyen ekip, çeşitli burun özelliklerinin mekansal dağılımına baktı. Sonuç olarak insan burnundaki bazı spesifik karakterlerin sıcaklık ve nemle bağlantılı olduğu bir kez daha kabul edildi.
“Her şey Thomson’ın kuralına dayanıyor.” diyen Shriver, 1800’lü yılların sonlarında ince ve uzun burunların soğuk bölgelerde; geniş ve kısa burunların sıcak, nemli bölgelerde oluştuğunu belirtti.
Daha önce birçok araştırmacı kafatası ölçümlerinde bulunmuştu ancak Shriver ve ekibinin bu çalışması yaşayan insanlar üzerinde yapılan ilk ve tek test oluşuyla duruma kesinlik getirmiştir.
Peki Bu Farklılıklar İnsanlara Ne Sağlıyor
Burnun en önemli işlevlerinden biri de solunan havanın sıcaklığını ve nemini ayarlamaktır. Soğuk bölgelerde yaşayan insanların sahip olduğu dar burun delikleri, havadaki nemi artırmaya ve havayı ısıtmaya yardımcı olur.
Burun yapısı dar olan insanlar, geniş olanlara göre daha fazla kabul görmüştür. Bu sebeple de daha fazla üremişlerdir. Günümüzde ince ve küçük görünen burunların yaygın olması bundan kaynaklanıyor! Geniş buruna sahip insanların sayısında kademeli bir düşüş görülmekte.
Burun şeklinin cinsel seçilim üzerinde çok büyük etkileri vardır. Bir popülasyondaki bireyler sadece küçük veya büyük bir burunu daha çekici buldukları için eş seçebilirler. Bu popülasyonun çoğunluğu küçük burunu çekici buluyorsa, o zaman büyük burunlu olanlar üremede daha az başarılı olacak ve zamanla gruptaki sayıları azalacaktır. Bu güzellik kavramları, burnun yerel iklime ne kadar iyi adapte olabildiğiyle de yakından ilgilidir.
Araştırmacılara göre ekolojik seçilim ile cinsel seçilim birbirini güçlendirebilir. Bununla beraber, iki seçilim arasındaki bu bağlantının burnun evriminde önemli olup olmadığı daha fazla araştırma gerektirmektedir.
Yazan: Gül Zeynep SİNAN
Bir yanıt bırakın