Da Vinci ‘nin Dehası

 Da Vinci ‘nin Dehası

Leonardo di ser Pierro Da Vinci, Rönesans adamı tanımının vücut bulmuş haliydi. Ressamlığıyla ün salmış olsa da, Da Vinci aynı zamanda parlak bir bilim insanı ve mühendisti. Son Akşam Yemeği ve Mona Lisa gibi meşhur tablolarının ötesinde, günlükleri onun anatomiden astronomiye, paleontolojiden felsefeye bir çok farklı alanda yaptığı çalışmaları ve gözlemleri gün yüzüne çıkarıyor.

Rönesans, 14. yy. da İtalyan yarımadasında Ortaçağ’ın sona erişiyle ortaya çıkan bir kültürel diriliş dönemiydi. Da Vinci’nin 1452 yılında dünyaya gelişinden bir yıl sonra Bizans İmparatorluğu’ nun başkenti Konstantinopolis , Osmanlıların eline geçti.  Yetenekli bilim insanları ve sanatçılar, savaştan kaçıp İtalyan şehir devletlerine sığınınca İtalya bir eğitim ve öğretim merkezine dönüştü. Kaçan bilginlerin yerleştiği şehirlerden biri de Floransa’ ydı.  Floransa’ya hükmeden Mecidi ailesi bu bilginlerin çalışmasını ve icatlar yapmasını teşvik ediyor, şehrin her yerinde öğrenim merkezleri açılmasına destek oluyordu. Yepyeni bilimsel fikirler, yeni icat edilen matbaanın da yardımıyla yayıldıkça Avrupa, İslam dünyasının bilginlerine yetişmeye başladı.

19. yy. da Da Vinci’nin şifreli mesajlarının keşfedilmesi, savaş tanklarından uçan makinelere kadar her türden icadın planlarını gözler önüne serdi. Onun fikirleri doğal dünya gözlemlerinden ve klasik dönemden etkilenmişti. Mesela yaptığı zırhlı arabanın esin kaynağı kaplumbağaydı ve icat ettiği türlü uçan makinelerin tasarımlarında kuşlarla,yarasalarla, uçan balıklarla ve hatta bitkilerle ilgili gözlemlerinin izleri vardı.
Fikirleri iddialı olsa da bilimsel kuramları ve matematik ilkelerini esas alan mantıksal hesaplamalara dayalıydı. Tasarımlarının önündeki tek engel dönemin teknolojisiydi. Da Vinci’nin günümüze 5.000 sayfadan fazla günlüğü kaldı ve zamanının ötesinde bu adamın zihnini görmemizi sağladı.

Peki Da Vinci neler yaptı?

Uçan makineler

Da Vinci, insanları gökyüzüne taşıyacak mekanizmalar düşlüyordu.

*Gök vidası

1489 yılında not defterine karalamalar yaparken, göklerde uçabilecek sarmal biçimli bir düzenek hayal etti. Muhtemelen dört kişinin döndürdüğü kollarının güç sağlayacağı hava vidası, merkezi bir şaftın etrafında hızla dönerek havalanacaktı. Havanın sıkıştırılabileceğine inanıyordu. Nasıl ki bir vida dönerek zemine saplanırsa, onun yaptığı makine de yukarısındaki havaya saplanıp havalanacaktı. Ne var ki bu makinenin çalışmasını sağlayacak kadar sağlam ve hafif malzemeler o devirde mevcut degildi. Dahası bu makinenin uzun süre uçması olanaksızdı, çünkü yerden havalandı mı üstüne baskı uygulayabileceği ve dönmesini sağlayabileceği destek yapısından mahrum kalacaktı. Da Vinci’nin yenilikçi gök vidası yerden hiç havalanmamış olsa da,  dönen bir sarmal sayesinde uçma potansiyelini irdeleyen ilk tasarımdı. Çağdaş helikopterin esin kaynağıydı.

*Savaş Makineleri

Kaplumbağa benzeri top sistemi düz yüzeylerde hareket edebiliyordu ve sekiz kişilik bir ekip tarafından kullanılacaktı. Gücü öküzlerin ve atların sağlaması tasarlanmıştı ama aracın içindeki yer kısıtlıydı. Mürettebat sağlam ve eğimli bir kaplama tarafından korunacak, üstteki taret ise sürücülerin araca yön vermesini sağlayacaktı. Zırhlı araba kağıt üstünde iyi bir fikir gibi dursa da, bir dizi sorunu yüzünden asla hayata geçirilemezdi. Tıpkı gök vidasında olduğu gibi insan vücudu bu aracı yerinden kıpırdatacak kas gücüne sahip değildi ve aracın tekerlekleri çok ince  olduğu için balçığa saplanıp kalması muhtemeldi. Fikir iddialıydı ama dönemin teknolojik kısıtlılığına takılıyordu.

*Makineli Tüfek

Rönesans döneminde toplar çok önemli silahlardı. Da Vinci’nin çok namlulu savaş makinesi bir defada bir düzine topu aynı anda ateşleyerek manevra ve ekstra ateş gücü kazandırmayı hedefliyordu. İki yanda tekerlekleri bulunan , ağızdan doldurulan silahta dönen üç sıra halinde toplar yer alıyordu. Bunlardan biri ateş ederken diğer ikisi soğuyor ve yeniden dolduruluyordu. Geri tepme çok şiddetli olacağı için gövdeyi yerinde tutan bir destek kısmına sahipti. Düşman askerlerinin üzerine hızla ateş edebilecek çok namlulu bir silahtı.

*Springald

Bu tür toplar daha önce de mevcuttu ama bu fikrin üstüne önemli eklemelerde bulunmuştu. Bu top hem yatay hem de dikey olarak birçok farklı yöne ateş edebiliyordu. Ayrıca yay şeklinde bir dişli ekseni sistemi sayesinde yukarı aşağı hareket edebiliyor, istenen yüksekliğe getirilince de silindirik bir çubukla sabitleniyordu. Arkadan dolma top; demir ve taş güllenin yanısıra metal uçlu oklar da fırlatabiliyordu. Cephede belirlenen hedefleri ortadan kaldırma yeteneğine sahipti.

Hidrolik Makineler

*Yandan Çarklı

İçten yanmalı motorların bulunmadığı 15. yy.da tekneler ve gemiler ya rüzgar ya da kürek gücüyle çalışıyordu. 1487-1489 arasında yazdıklarında Da Vinci, ileri-geri hareket üzerine kurulu bir döner çark mekanizmasının çok daha etkili olacağını belirtmişti. Küreklerin yerine çarklar koyuldugunda teknelerin ters akıntıda yol alması daha kolay olacaktı. İtalyan mucitler Taccola ve Francesco di Giorgio daha önce bu konsepti incelemişlerdi ama en gerçekçi ve çalışabilir öneri Da Vinci’den gelmişti. Operatörler ileri-geri sistemini harekete geçiren pedallara sırayla basıyorlardı ve bu da çarkları döndürerek tekneyi ileri iten bir dönme hareketine dönüştürülüyordu. İlke itibariyle bu, su degirmeninin tam zıttıydı. Su makineyi değil, makine suyu hareket ettiriyordu.

*Mekanik Testere

1478’de Da Vinci tomrukları hızla kesmek için bir mekanik testere planladı. Bu testere tomrukları yarıp kereste haline getirmek için bir su değirmeninin gücünden faydalanıyordu. Testerenin mekanizması basitti; akan su bir değirmeni döndürüyor, bu dönme hareketi de testerenin aşağı yukarı hareket etmesini sağlayan bir doğrusal harekete çevriliyordu. Mekanizma bir yandan da makaraları ve dirsekli milleri hareket ettirerek tomruğu testere boyunca ilerletiyordu. Tıpkı yandan çarklı tekne gibi mekanik testere de daha önce düşünülmüş ancak bu kadar detaylı biçimde ele alınmamıştı.

Da Vinci’nin Bugün De Kullanılan İcatları

Bilyeli Rulman: İlk defa 1497 tarihi çizimlerinde görülen rulman fikrini Mısırlıların piramitlerin inşaası sırasında koca kayaları rampalardan yukarı çıkarmada kullandıkları kayalardan almıştı.

Çift Gövde: Da Vinci, çift gövdenin o zamanın deniz savaşlarında yaygın olarak kullanılan gemi mahmuzları tarafından delinse bile gemilerin batmasını engelleyeceğini öne sürmüştür.

Paraşüt: Kumaşla tahtadan oluşan bu düzeneği , ilk paraşütün test edilmesinden 300 yıl önce yapmıştı. Da Vinci’nin kendi tasarımı 2005’te hayata geçirildi ve işe yaradığı kanıtlandı.

Robot: Bir dizi makara, ağırlık ve çarkı içeren robotu  uzuvlarını oynatabilen , başını döndürebilen , oturup kalkabilen bir zırhtı.

Klima: Bir özel odayı havalandırması istendiğinde Da Vinci, 1500 yılında su gücüyle çalışan mekanik bir fan tasarladı. Bu, günümüzün soğutma sistemlerinin atası sayılabilir.

Sonuç olarak; Da Vinci’nin en ünlü eserleri tabloları olabilir ama onun aynı zamanda yaratıcı ve hünerli bir mühendis ve mucit olduğunu es geçmemek gerekiyor.

Yazan: Demet SEVİM

Çeviri: Science News 

YouTube Kanalımız

Çılgın Fizikçiler (SEO Manager) hakkında 663 makale
Çılgın Fizikçiler ve Bilim İnsanları ekibi ve dışarıdan destek veren gönüllülerin yazıları.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*