Dinozorların Sonu Uzaya Yaşam Saçmış Olabilir mi?
“Son” olarak adlandırılan pek çok olay, başka olay zincirlerinin başlamasına yol açar. Örneğin Dünya’nın yaşama elverişli hale gelme sürecine dair pek çok hipotez ortaya atılmıştır. Bunlardan biri de göktaşlarının, Dünya’ya yüzyıllar boyunca düşmesi ile suyun yerkürede birikmesi hipotezidir. Bu hipoteze göre Dünya’mız o dönemlerde yoğun göktaşı yağmurlarına maruz kalmıştır. Bu durum yerküre için iç açıcı olmasa da su oluşmuştur. Kısacası bazı sonlar milyar yıl sonra da olsa bazı olayların başlangıcı olabilmektedir. 66 milyon yıl önce dinozorlar göktaşı çarpması sonucu yok olmuştur. Ancak bir iddiaya göre bu yok oluş, uzaya madde saçılmasına sebep olmuştur.
Geçtiğimiz günlerde Matt Austin’in Twitter hesabında Peter Brannen’e ait bir kitaptan alıntı paylaştı. Kitap, 2017 tarihli ‘The Ends of the World’ adlı dünyanın sonlarını anlatan bir kitap. Kitapta yer alan iddialara, haberinde değinen Daily Mail, “Neil Armstrong’dan 66 milyon yıl önce Ay’a dinozorların ulaşmış olabileceğini” yazmıştır. Belirtilen kitaba göre yerküremize çarpan meteorun etkisiyle uzaya toprak parçalarıyla birlikte dinozor kalıntıları ve pek çok yaşam kalıntısı da saçılmıştır. Bu parçaların Ay’a kadar ulaştığını belirten Brannen, meteorun, Everest Dağı’ndan büyük olduğunu ve ateşlenen bir mermiden 20 kat hızlı gittiğini demiştir.
Kitap ayrıyeten, Jeofizikçi Mario Rebolledo’nun konuyla ilgili yorumlarını da içermektedir. Rebolledo da meteor ile ilgili “Asteroidin, atmosferde yarattığı basınç o kadar büyüktü ki, düşeceği Chicxulub Krateri’ne ulaşmadan orayı aşındırmaya başladı.” ifadelerini kullanmıştır. Ancak bu iddialar henüz kanıtlanamamış olduğu için doğruluğuna dair bir şey diyemeyecek olsak da meteorun hızı vs. gibi faktörler göz önüne alındığında belki de 66 milyon yıl önce dinozorların sonu olan göktaşı çarpması, milyar yıl sonra bir gezegende yaşam döngüsünü başlatabilir. Aslında bu duruma pek de yabancı değiliz zaten. Çünkü Dünya’ya yaşamın uzaydan meteorlar ve kuyrukluyıldızlar aracılığı ile geldiğini savunan bilim insanları da bulunmaktadır. Fakat bu konu bilimsel olarak kanıtlanamadığından söyleyeceğimiz her şey bir iddiadan ibaret olacaktır.
Yazan: Melisa ACAR
Kaynak**
Bir yanıt bırakın