Dodo Kuşlarının Soyu Neden Tükendi?
Coğrafi keşifler dünyamızın tarihini, ülkelerin sınırlarını ve ticareti derinden etkiledi. Avrupalı sömürge imparatorlukları ortaya çıkarken Amerika, Afrika ve Asya’daki medeniyet ve kavimler ise yok olmaya başladı. Bu değişim sadece siyasi ve askeri değildi elbette. Hayvan türleri de bundan nasibini aldı.
Dodo (Raphus Cucullatus) adını verdiğimiz uçamayan kuş türü de Afrika’nın doğusundaki Mauritus adasında yaşayan bir hayvandı. Dodolar güvercingiller ailesinden iri kuşlardı, ağırlıkları yaklaşık 20 kilogram idi. Dodolar meyve ile besleniyorlardı. Uçamadıkları için yerde beslenen ve yuvalarını yapan dodolar uysal hayvanlardı ve Mauritus adasının ekosistemine çok iyi uyum sağlamışlardı. Bu ne yazık ki insanların müdahelesi ile değişti. İri ve bol etli dodolar adadaki insanların iştahını kabartmıştı, uçamayan ve koşamayan bu hayvan insanlar için çok kolay bir avdı. Dodoların korkma içgüdüsü de olmadığı ve insandan kaçmadığı da yazılıyor. Lakin tarihi kayıtlar dodo etinin güzel olmadığını da not düşmüştür, bu sebeple avcılığın nesil tükenmesinin esas sebebi olmadığı tahmin ediliyor.
Avrupalıların adaya getirdiği kedi, köpek, domuz, maymun gibi hayvanlar dodolara en büyük zararı verdi. Dodolar yuvalarını orman zeminine yaptıkları için yumurtaları Avrupalıların getirdiği istilacı türlere karşı savunmasızdı. Yumurtaları gibi dodoların kendileri de bu hayvanların saldırılarına maruz kalıyordu. Mauritus’un küçük bir ada olması da sınırlı kaynakları beraberinde getiriyordu. Adaya gelen çok sayıda istila türün de kaynakları tüketmesi dodoları iyice zora sokmuştu.
Avrupalıların kayıtlarında dodolardan ilk kez 1598 yılında bahsedilmişti (Hollandalı denizcilere ait bu kayıtlarda kuşa Walghvoghel denilmiştir). Dodoların nesli bu kayıttan 100 yıl bile geçmeden 1662 yılından tükendi. Mauritus ve çevre adalarda dodo görüldüğü rapor edilse de bunların dododan ziyade akraba kuş türleri olduğuna inanılıyor. O dönemde fotoğraf makinesi olmadığı için dodoların tam olarak nasıl göründüklerini yüzde yüz bilemiyoruz. İnsanların aldığı notlar ve yapılan çizimlerden dodoların dış görünüşlerine dair çıkarımlar yapıyoruz fakat davranışları ve yaşamlarına yönelik çok az bilgimiz var.
Dodo DNAsı ilk kez 2002 yılında analiz edilebildi. Bu analizin sonuçları da dodoların güvercingiller ile yakın olduğunu kanıtlamıştır. Dodoların yaşayan en yakın akrabaları Nicobar Güvercinleridir. Dodolar insanın çevre üstünde artan etkisi ve zararın ilk kurbanlarından biri olmuştur. Soyları tükenmiş olsa bile dodolar unutulmadı ve insanın doğaya verdiği yıkımın simgelerinden biri oldu. Alice Harikalar Diyarı masalındaki Dodo karakteri ve sosyal medya hayvanlara dair içerik üreten ünlü “The Dodo” kanalı da buna örnektir.
Yazan: Göktuğ DONK
Kaynak**
Kaynak***
Kaynak****
Bir yanıt bırakın