Eski İki Alemin Kadim İttifakı
Uzun zaman önce iki alem vardı. Aralarında bir ittifak kuruldu. İkisinine de ölçülemeyecek zenginlikler getirecek bir ittifak. 100 milyon yıldan uzun süren bir ortaklık. Sonra, iki alemden birinde yeni bir tür varlık evrimleşti. Onun soyundan gelenler zenginlikleri yağmalayıp, ittifakı çiğnedi. Kibirleri yüzünden hem iki alem için hem de kendileri için ölümcül bir tehlikeye dönüştüler.
Bu kıssa gerçek. Dünyadaki yarım düzine canlı aleminin ikisinin hikayesi bu. Bitkiler ve hayvanlar aleminin. Yeşil olmak kolay değil. Tek bir yere saplanıp kaldığınızda çiftleşmek zordur. Randevulaşmak yok. Böylece oturup tohumunuzu rüzgara bırakıyorsunuz. Tam anlamıyla. Rüzgar essin diye bekliyorsunuz. Şansınız yaver giderse poleniniz biraz uzağa taşınıp başka bir bitkinin üreme organına konuyor. Bitkiler rastgele şans oyununu 200 milyon yıl boyunca oynadı. Ta ki böcekler evrimleşip, çöpçatanlığa soyunana dek.
Sonuç; yaşamın tarihinde en harika ortak evrim birleşimlerinden biriydi. Böcek protein zengini polen yemeğinden yemek için çiceği ziyaret ediyordu. Haliyle polenin bir kısmı böceğin vücuduna yapışıyordu. Böcek başka bir çiceğe ziyaret ederek vücudundaki artıkları oraya götürüyordu. O polen, bir sonraki çiceği dölleyerek üremesini sağlıyordu. Hem çicekler kazanıyordu hem de böcekler. Bir dizi harika evrimsel gelişmeye yol açtı. Polene ek olarak, şekerli nektar da üreten yeni bir bitki oluştu. Artık böcekler sadece temel polen yemeyi için değil, tatlı içinde geliyordu. Böcekler tombullaştı. Vücutları tüylendi. Hatta çiçekleri günlük ziyaretlerinde daha çok polen toplamak için bacaklarında kesecikler oluştu. Artık arılar vardı. Bu hayvanlar aleminde başka bir tür içinde faydalı oldu. Bizim için. Hayatta kalmamız konusunda daha önemli bir şey için arılara ve polen taşıyan arkadaşlarına borçluyuz.
Yediğiniz her üç lokmadan birini onlar mümkün kıldı. Üstelik bu hepçil olanlarımız içinde geçerli. Dünyadaki ekinlerin %35’i onların iş birliğine bel bağlar. Bitkiler yıldız ışığını yer, hayvanlar ve biz de bitkileri yeriz. Üstelik mevcut yiyeceklerin miktarını artırmakla kalmazlar. Yiyecek kaynağımızı bu kadar güvenilir kılan biyolojik çeşitlilik içinde onlara çok şey borçluyuz. Fakat onları ölümüne çalıştırıyoruz. Ve tarihte ilk kez, pek çok arı türü tehlike altındaki türler listesine girdi.
Tarımın icadının lütfu ve laneti bizi buraya yok oluşa getirdi. Yaşam tarihimiz boyunca Homo Sapiens olarak bir çok türün neslini dolaylı ya da doğrudan tükettik. Bu uzak kuzenimiz Neandertallar bile olabilir. Biz ne menen bir türüz ki nereye gitsek ölüm götürüyoruz.
Kaynak: Cosmos: Yeni Dünyalar 1. Bölüm
Düzenleyen: Selim ÖZTEMEL
Bir yanıt bırakın