Evren Nasıl Başladı ve Genişliyor mu?
Evren’in genişlediğini neredeyse herkes duymuştur. Ama birçok insan bunun palavra olduğunu çünkü evren büyüdüğünde bile bizim de büyüyecek olmamızdan dolayı asla anlaşılamayacağını savunur.
Öncelikle evrenin genişlemesi demek, büyüdüğü anlamına gelmez. Bunu anlamak için evrenin nasıl günümüzdeki haline geldiğini düşünmek daha doğru olacaktır(aynı zamanda bu evren genişlemesi hakkındaki düşüncemizin en evrimleşmiş hali yani Big Bang’i anlamamızı sağlar). Evrenin başlangıcı hakkında farklı teoriler olsa da bilim insanları tarafından kabul gören en önemli teorilerden biri, evrenin en başta bir kütleçekimsel tekillik (birden fazla olması da güçlü bir olasılık barındırıyor) halinde olduğudur. Kütleçekimsel tekillik: bir varlığın sahip olduğu kütle çekim kuvvetinin hacmine oranla aşırı(baya aşırı) derecede büyük olmasından ötürü hacmini, kütleçekim kuvveti sayesinde merkezinde boğması ve bunu yapınca da kütlesi hacmine oranla daha da orantısız hale geleceği için sonsuz bir döngüde artarak tekrar etmesi sonucu birim alana sonsuz kütleçekim kuvveti (ya da bir sınırı var ama o kadarını ölçemediğimiz için sonsuz diyoruz) gelecek kadar küçük hacime girmesidir. İşte tam bu halde olan evren (veya evren parçaları) genişlemeye başlamış (Big Bang) ve günümüzdeki haline gelmiştir. Bunu anlamak çok önemli çünkü bu evrenin geçmişte daha dar olduğuna yani genişlediğine işaret eder ve genişlemek kavramına hâkim olmamızı sağlar. Evren (veya evren parçaları) bu patlamaya maruz kaldığında nasıl bir cisim nasıl kütleçekimsel tekilliğe dönüştüğünde kütlesi veya kütlesiz parçacıkları kaybolmuyorsa aynı şekilde dağıldığında da herhangi bir varlık meydana gelmez, sadece içindeki her şeyin birbirine olan uzaklıkları artar. Yani evren büyümüyor. Sadece, mesela sevgilinizi sizden her saniye uzaklaştırıyor.
Maalesef Einstein’ın da söylediği gibi cisimler birbirinden uzaklaşırken bile ışığı aynı hızda gelir. Yani cisimlerin sizden uzaklaşıp uzaklaşmadığını ışığın geliş hızındaki değişimden anlayamazsınız. Ama tayfındaki değişimler size ipuçları verir. Işık elektromanyetik dalgalar halinde gelir ve bu dalgaların genliklerine göre ışık tayfları oluşur. En kısa genliği maviyi verirken en uzun genlik kırmızı rengi verir. Bu sayede yapılan deneylerde görüldüğü gibi uzak yıldızların ışık tayflarının çok büyük bir çoğunluğunun zamanla daha kızıllaşması bize evrendeki şeylerin çoğunlukla bizden uzaklaştığını gösterir. Bu olay Dobbler Etkisi olarak bilinir. Yani evrenin genişlemesi tabi ki belli olmamakla birlikte çok güçlü bir çıkarımdır.
Yazan: Alperen YAYLA
Bir yanıt bırakın