Evren’deki Konumumuz: Galaksi’ler
Bu yazımızda yıldızları, Güneş Sistemi’mizi, Gezegenimizi ve gezegenimiz gibi bilmediğimiz milyarlarca gezegeni içinde barındıran bütünlüğü yani galaksi leri konuşacağız. Galaksileri anlamak için biraz eskiye dönmemiz gerekiyor. Galileo 1609 yılında kendi icat ettiği teleskopuyla gökyüzünü gözlemlerken çok uzaklarda milyonlarca yıldızın oluşturduğu bir ışık bandı keşfetti. 1750 yılında Wright, Galileo’nun ışık bandı olarak tasvir ettiği şeyin aslında yıldızlar grubu olduğunu ileri sürdü. Nihayet tarih 1784’e geldiğinde, William Herschel bu yıldızların disk şeklinde bir galaksinin üyesi olduğunu keşfetti. Herschel yalnızca bu keşifle kalmadı aynı zamanda galaksinin çok uzaklarında yerleşmiş karışık şekilli bulut benzeri izleride keşfetti. Bu izlerin ne olduğu konusunda bilim insanları ayrılığa düştüler. 1755 yılında Alman filozof Kant, bu izlerin galaksilerden ayrı yıldız toplulukları yani ‘nebula’ olduğunu ileri sürerken diğer bilim insanları ise bu izlerin galaksinin içerisinde yer alan yıldız toplulukları olduğu konusunda ısrarcıydı. Bu görüş farklılıkları yaşanırken keşfedilen galaksimize de ‘Milky Way’ adı verildi.
Amerikalı bilim insanı Shapley, Cepheid değişken yıldızlarını kullanarak hassas bir ölçüm gerçekleştirdi ve galaksimizin dairesel bir şekle sahip olduğunu keşfetti. Gezegenimizin bulunduğu Güneş Sistemi’nin ise galaksinin kenarında bulunduğunu ileri sürdü. Aynı hesaplamalar sonucunda Shapley galaksimizin çapının 100.000 ışık yılı olduğunu keşfetti. Evrende elbette tek galaksi bizim içinde bulunduğumuz galaksi değildi.
Galaksimizin keşfinden sonra ona en yakın galaksi ola ‘Andromeda’ galaksisi keşfedildi. 1924 yılında Edwin Hubble, Andromeda bulutunun içinde Capheid yıldızlarını keşfetti. Bu yıldızlar Samanyolu galaksisine ait değildi. Samanyolu’nun dışında ayrı bir yıldızlar sistemiydi. Hubble bu galaksinin, Samanyolu’na olan uzaklığını 2.3 milyon ışık yılı olarak hesapladı. Edwin Hubble, Andromeda galaksisinin dışında farklı galaksileri de keşfetti. Hubble’ın bu keşfi evrenin o zaman sanılanın aksine çok geniş olduğunu gözler önüne sermişti. Edwin Hubble ve asistanı Milton Humason 1935 yılına kadar yaptıkları keşiflerle, 500 milyon ışık yılı mesafe içerisinde 100 milyon farklı galaksinin yer aldığı alanları gözlemlediler.
Uzay’da ki galaksiler çok çeşitli ve farklı boyutlardadır. En küçükleri bile içerisinde milyonlarca yıldız bulundurur. En büyükleri ise milyarlarca yıldızlara ve yıldız kümelerine sahiptir. Evren de ki bilinen galaksilerin 3’te 1’i tıpkı bizim galaksimiz gibi spiral şekillidir. Yarısına yakını eliptik diğerleri ise dağınık şekillerde veya şekilsizdirler. Radyo teleskopları icat edilene kadar galaksilerin sessiz oldukları düşünülüyordu. Ancak bazı galaksilerden çok güçlü radyo dalgaları alındı. Radyo teleskopları ile elde edilen resimlerde bu galaksilerin merkezinden uzaya doğru çok ince bir gaz jetinin çıktığı gözlemlendi. Bu durum, bilim insanlarına; galaksilerin sessiz değil içinde çok yüksek enerjili bazı cisimlerin bulunduğunu gösterdi.
Galaksiler, Büyük Patlama ile oluşan gaz ve toz yığınlarının şekillenmesi sonucunda oluşmuşlardır. Gaz ve toz yığınlarının şimdiki galaksileri nasıl şekillendirdiğine dair farklı görüşler bulunmaktadır. Bu görüşlerden biri, son derece yoğun kozmik iplikçikler ve büyük patlama sırasındaki ters vakumla ilgilidir. Diğer bir görüş ise, büyük patlamadan hemen sonraki enflasyonla oluşan düğümlerdeki enerjinin uzay-zaman geometrisini bozmasıdır.
Yoğunlukların daha fazla bulunduğu yerlerde şekillenen ilk galaksilerin oluştuğu zaman diliminde Büyük Patlama üzerinden 7 milyar yıl geçmişti. Sıkışmış gaz bulutları parçalanarak galaksileri meydana getirdi. Meydana gelen galaksiler çok farklı boyuttalardı. Bazı yığınlar birbirleriyle çarpışarak dev kümeler meydana getirdi. Evrenimizin bugünkü haline gelmesi bir silsile şeklinde gerçekleşti. Önce süper dev kümeler, ardından yığınlar, galaksiler, yıldızlar, nebulalar, gezegenler ve uydular meydana gelerek evrende ki bugünkü düzen kurulmuş oldu.
Yazan: Sultan KIŞ
Yalçın İNAN/Kozmos’tan Kuantum’a
Bir yanıt bırakın