Herkes Nerede? Fermi Paradoksu
Los Alamos Ulusal Laboratuvarında sıradan bir öğle yemeğiydi. Böylesi bir laboratuvarda yemek esnasındaki sohbetin seviyesi de normal sohbetlere göre farklıydı tabi. Çünkü bu laboratuvarda dönemin üst düzey fizikçileri yer alıyordu. Edward Teller, Herbert York, Emil Konopinski ve Enrico Fermi. Bu isimler atom fiziğine inanılmaz katkıda bulunmuş ve nükleer tesisleri mümkün kılmışlardı. Fakat burada odaklanmamız gereken öğle yemeğindeki sohbet. Dünya dışı yaşam konusunda yapılan tartışma ilerlerken Enrico Fermi o muhteşem soruyu sordu. “Öyleyse herkes nerede?”
Gözlemlenebilir evren yaklaşık 93 milyar ışık yılı çapında olduğu tahmin ediliyor. En az 100 milyar galaksinin olduğu bilinmektedir. Galaksilerin her birinde 1 trilyona varabilecek kadar yıldızlara ev sahipliği yapmaktadır. Yıldızların kat kat fazlasıyla gezegen barındırdığı düşünüldüğünde yaşam içermesi muhtemel gezegenler olmalıdır. En ufak bir sinyali bekleyen insanlık, neden başka bir yaşam formuna rastlayamadı?
Dünya dışı yaşam formları söz konusu olunca aklımıza 2 farklı denklem gelmektedir. Biri gökadamızda bulunan ve sinyalleri algılanabilecek durumda olan uygarlıkların sayısını hesaplayan Drake Denklemi, diğeri ise insanlık dışı bir akıllı yaşam olsaydı, zaten çoktan gökadayı kolonileştirmiş olacaklarını söyleyerek araştırmayı reddeden Fermi Paradoksu’dur. Fermi Paradoksu, dünya dışı uygarlıkların var olma olasılığının gayet yüksek olduğuna dair tahminlerin varlığı ile bunu doğrulayacak herhangi bir kanıtın ya da temasın yokluğu arasındaki çelişkiyi ifade eder.
Bu konu hakkında yakın tarihte Oxford Üniversitesi’nin de çalışmaları bulunuyor. Dünya dışında zeki bir yaşam formu olabileceği hakkında birtakım araştırmalar yapıldı. Yapılan araştırmalara göre insan dışı bir varlığın bulunma ihtimalinin oldukça düşük olduğu söyleniyor. Aynı çalışmaya göre, evrenin başka yerinde Dünya ile aynı şekilde gelişmesinin, gezegenin öngörülen tüm yaşam süresinden daha uzun süreceği bilgisine yer verildi. Dünya için bu süre 4.5 milyar yıl olduğu da aklımızda. Bilim insanları 13 milyar yaşındaki evrende Dünya’dakine benzer evrimsel geçişin evrenin herhangi bir yerinde gelişmesinin istatistiksel olarak hayli düşük olduğu görüşünde. Sanders’ın görüşlerine göre bizim gezegenimizin olasılık dışı olduğunu gösteriyor. Samanyolu Galaksisi’nde insanların yalnız olma ihtimalinin, yüzde 53 ila 96 arasında değiştiği sonucuna ulaşan araştırmacılar “Gözlemlenebilir evrendeki tek akıllı uygarlık biz olabiliriz” sonucuna ulaştı.
Fermi Paradoksu’na ait birkaç olası çözümler var. Onlar da şu şekilde:
– Bizden başka kimse yok. Yüksek düzeyli medeniyetlere ilişkin hiçbir iz yok, çünkü evrende yalnızız.
– Geç kaldık. Yüksek düzeyli yaşam formları dünyamızı ziyaret etmiş olabilir ancak o zamanlar insanlık yoktu.
– Issız bir yerlerdeyiz. Gök adamız çoktan kolonileşmiş olabilir fakat biz fark edilmemiş olabiliriz.
– Kolonileşme düşüncesi yüksek seviyeli medeniyetler için gerici bir etkinlik olabilir.
– Yok olmak istemiyorlar. Ortalıkta vahşi nesneler olabileceğini düşündükleri için ortaya çıkmak istemiyorlar.
– Teknolojimiz onlar karşısında çok ilkel olabilir ve yanlış şeyleri duymaya çalışıyor olabiliriz.
– Hayvanat Bahçesi Hipotezi. Yüksek medeniyetler bizi izliyorlar ama hiçbir şekilde biz müdahale etmek istemiyorlar. Çünkü doğal biçimde evrilmemiz isteniyor olabilir.
– Biz ilk olabiliriz ve gökadamızda yeni bir uygarlığın belirmesine daha çok var.
– Her yerde yaşam formları olabilir ancak aradaki mesafe o kadar uzak ki birbirlerini bulamıyorlar.
Bilim insanlarının paradoksa yönelik ürettikleri yanıtlar bu şekildeydi. Koskoca evrende yalnız olma ihtimalimiz oldukça ürkütücü. Yukarıda gördüğümüz gibi düşüncelerin çoğu insanlık dışı medeniyetin var oluşu görüşünde. Bu nedenle Stephen Hawking’in sözü aklımızın bir ucunda durmalı “Eğer uzaylılar bizi ziyaret ederse Kristof Kolomb’un Amerika’ya ayak basması gibi olacaktır. Bu yerli Amerikalılar için hiç iyi olmamıştı.”
Yazan: Hasan SALHİ
Kaynak**
Kaynak***
Bir yanıt bırakın