Fiziği Neden Öğrenemiyoruz – Toplumun Fiziğe Olan Ön Yargısı

Fiziği Neden Öğrenemiyoruz – Toplumun Fiziğe Olan Ön Yargısı

Fizik denince çoğu insan yüzünü ekşitir ve herkese yapışan o klasik cümleyi söyler ” Fizik çok zor bir ders”. Aksine bu sadece bir ön yargıdır, özellikle matematiğin öğrencilere öğretmenleri tarafından çok soyut bir biçimde anlatılması ve yeterince günlük hayat örnekleri ile pekiştirmiyor olmaları, öğrencileri temel bilimlerden (özellikle de fizik ve matematik adına konuşuyorum) uzaklaştırmaya sebep oluyor.

Aslında matematiğin ne kadar basit olduğunu eğlenceli bir şekilde ve uygulamalı bir şekilde öğrenebilseydi toplumumuz, dillere yapışan ”matematik ve fizikle uğraşılmaz” kanısından çok uzakta olur ve cümlelerimizde buna göre değişirdi. Sanırım şöyle olurdu ” matematik bir dil ve sadece doğru cümleleri kurmalıyız”. 

Gerçekten de matematik bir dil, bilimsel olarak konuşmamızı sağlayan evrensel bir dil…

Matematiği bir dil olarak görmeye başladığımız anda, temel bilimlerin aslında ne kadar anlamlı ve bahsedildiği gibi soyut şeyler olmadığını görmüş oluruz.

”Kısaca tekrar etmek istiyorum. Matematik, biraz ön yargılarımızdan uzaklaşıp baktığımızda bir şeyleri anlamamıza ve yorumlamamıza yardım eden bir kılavuz, bir dil.”

Şimdi kendi ilgi alanıma dönmek ve fizikten bahsetmek istiyorum. 

Şimdi bir hikaye anlatacağım ve çoğunuzun gözünde direkt canlanacağını düşünüyorum.

Hoca sınıfa girer ve tahtaya hiç anlamadığımız formüller karalar. Anlamadığımız dilde bize sorular sorar, kendi kendine soruları çözer ve herkese dönüp sorar ”Anladınız mı çocuklar ?”

Fiziği Neden Öğrenemiyoruz – Toplumun Fiziğe Olan Ön Yargısı

Sınıfta anlayanların sayısı bir elin parmağını geçmez belki ama tüm öğrenciler hep bir ağızdan ” anladık hocam ” derler.

Burada suçlu veya suçsuzdan bahsetmek istemiyorum o konuya girersek çıkamayız ve bazı hocalarımı da kırmak istemiyorum :))

Burada asıl önemli olan fizikte öğrendiğimiz şey ne kadar soyut olursa olsun bunu gözlemleyebilme şansımız var. Bunu merak etmek, kendi başına ya da sınıfça bunu denemek, hakkında araştırma yapmak ve en basitinden YouTube’dan bir deney videosu izlemek. Bu adımları uyguladığımız zaman artık kabataslak bile olsa neyin ne olduğunu ve en azından hayatın hangi durumlarında karşımıza çıkacağını biliyoruz.

Peki fizikte kendimizi nasıl geliştiririz ?

Bence fizik dalında kendimizi geliştirmenin altın kuralı tamamen tarafsız bakmaktan ve basite indirgemekten geçiyor.

Çok zor görünen soruların yahut konuların aslında ne kadar kolay olabileceğini biliyor olmamız ve çalıştığımız problemdeki altın anahtarı bulmamız gerektiğini biliyor olmalıyız. Gerisi zaten çorap söküğü gibi gelecektir.

Öğrendiklerimizi nasıl benimser ve başkasına aktarabiliriz?

Öğrendiğimiz konuları benimseyebilmek adına o konu ile ilgilenen bilim insanlarını araştırıp, hayatlarında neler yaptıklarını, hangi konulara yöneldiklerini ve onları o konuda farklı kılan bakış açısının ne olduğunu anlamalıyız. Bunları araştırıp anladığımız zaman bizim de konuya olan bakış açımız değişecek ve en azından o konuda kendimize referans alabileceğimiz sağlam bir bilim adamı olacaktır. Böylelikle başkalarına bilgileri anlatırken sadece sıkıcı formüller olarak değil de daha ilgi çekici ve kolay bir şekilde hepsinin teker teker nereden geldiğini anlatabilecek potansiyele erişebilmiş olacağız.

Ünlü fizikçi Richard P. Feynman’ın da dediği gibi;

Ben herhangi bir şey bilmiyorum ancak bildiğim şey şu ki yeterince derine inebilmişseniz her şey çok ilgi çekicidir.

Yazan: Cemil KIRAÇ

Kaynak*

Kaynak**

Kaynak***

YouTube Kanalımız

Çılgın Fizikçiler (SEO Manager) hakkında 663 makale
Çılgın Fizikçiler ve Bilim İnsanları ekibi ve dışarıdan destek veren gönüllülerin yazıları.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*