Gama Işınları

Gama Işınları

Gama ışınları, 1900 yılında Fransız kimyager ve fizikçi olan Paul Villiard tarafından bulunmuştur.
Radyoaktiviteye ya da nükleer reaksiyona uğramış maddenin, atomlarında, yapısında bir bozulma olmadan, enerjisi alınıp , enerji seviyesi en düşük temel enerji seviyesine düşürülürken, yayınladığı fotonlara ” Gama ışınları” denilir.
Enerjiktirler, en kısa dalga boylarına ( 0,0000000001 m den azdır ) sahip, en büyük frekanslı ve en fazla foton enerjisine sahiptirler. Bu ışınların kütleleri yoktur ve yüksüzdürler. Onun için elektrik ya da manyetik alanda saptırılamazlar. Yüksek enerjilerinden dolayı, madde içinde yol alabilirler, ışık hızı ile yayılırlar, gazları iyonlaştırıcı özellikleri vardır.
(İyonlaşma: Atomdan elektron alma ya da vermeyle iyonların oluşması ).
Atomlar bildiğiniz gibi, bir çekirdek ve etrafında dönen elektronlardan oluşur. İşte, bu Gama ışınları, madde içinden geçtiklerinde, maddenin atomlarındaki bütün elektronlara çarparlar. Bu durum, atomun çekirdeğini etkilemez. Proton ve Nötron sayıları aynı kalır, sadece çekirdeğin enerjisinde azalma olur.
Bu çarpışma sonucunda meydana gelen iyonlaşmanın sonucunda “Gama ışınları” diğer adı ile “iyonize radyasyon” oluşur.
Gama ışınlarının oluşması için ; 1) CERN deneyinde olduğu gibi, yüksek enerjili parçacıkların birbirleriyle, ışık hızına yakın bir hızda çarpıştırılmaları gerekir. 2) Parçacığın, kendi karşıt parçacığıyla birbirlerini yok etmeleri gerekir. 3) Uzaydaki radyoaktif bozunmalarda Gama ışınları üretir. 4) Süpernova patlamaları, Kara delikler, Nötron yıldızları ve Pulsarlar tüm evrenin Gama ışın kaynaklarıdır. Evrenin en sıcak bölgelerinde üretilen, ışığın en enerjik formudur.
İyonlaşabilen bütün elektomanyetik ışınımlar gibi Gama ışınlarıda, yoğun bir şekilde maruz kalındığında hücrenin genetik maddesi olan DNA yı parçalar. DNA’nın zarar görmesi ise hücreleri öldürür. Bunun sonucunda doku zarar görür, az bir bozulma bile kansere yol açacak değişimlere sebeb olur.
Bu kadar zararının yanı sıra, ölçülü bir şekilde kullanılan Gama ışınları insanlığa büyük hizmetler sunmaktadır. Tıpta, kanser tedavisi ve teşhisinde, paketlenmiş ürünlerin strelize edilme aşamasında, arşiv ve antikaların üzerindeki mikroorganizmaların öldürülmesi ve çürümesini önlemekte, ağaç ürünlerinin sertleştirilmesinde, plastiklerin parçalanmasında Gama ışınları kullanılmaktadır.
Uzaydaki şiddetli Gama ışını patlamaları, eğer Dünyamıza yakın bir yerde gerçekleşecek olsaydı, dünyada bakteri bile kalmayacak bir şekilde her şey kururdu.
Olası Dünyanın sonu ile ilgili senaryoları biliyorsunuz. Göktaşı çarpması, enerjisini tüketmek üzere olan güneşin, şişerek kırmızı dev haline gelip bizi yutması. Son zamanlarda ortaya atılan yeni teori, KOZMİK TABANCA, diğer adıyla “Gama Radyasyonu Işını”.
Bu teoriye sebep olan olay ise şu: iki gezegen birbiri etrafında bizden 8000 ışık yılı uzakta dönüyorlar (WR104 Sistemi). Bu ikili yıldız sistemi, yaşamlarının sonlarına gelmiş, süpernova yada hipernova patlamasına hazır, saatli bombalar. Gama ışınlarının, direkt bir objeye denk gelebilmesi için, iyi nişan almaları gerekir. Çünkü, bu ışınlar, her ne kadar aşırı enerji yüklü, önlerine gelen her şeyi yok edebilecek güçte de olsa kendisi çok dardır.
Sydney üniversitesi araştırmacılarına göre, Kozmik Tabancanın namlusundaki gezegende biz olabiliriz, veriler de hedef DÜNYAMIZ.
Yazan: İ. Kaya
Tükenmez Kalem (Altın Yazar) hakkında 286 makale
Bilim sever, bilim yazarı.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*