Gen Makası Parazitlerin Çoğalmasını Önlüyor
İstenmeyen yan etkileri olmayan genetik mühendisliği, parazitlerle savaşmaya yardımcı olur
Dünya nüfusunun yaklaşık üçte biri, bağışıklık sistemi zayıflamış insanları riske atan ve rahimdeki bozuklukları tetikleyebilen bir parazit olan Toxoplasma gondii’yi taşıyor . Hayvanlara da bulaşabilen tek hücreli patojen ayrıca tarımda ekonomik kayıplara yol açabiliyor.
Parazitin karmaşık bir yaşam döngüsü vardır. Toxoplasma gondii için bilinen tek kesin konakçı, Felidae ailesinin üyeleridir (evcil kediler ve akrabaları). Sporlanmamış ookistler kedinin dışkısında dökülür. Doğadaki ara konakçılar (kuşlar ve kemirgenler ), ookistlerle kirlenmiş toprak, su veya bitki materyalini yedikten sonra enfekte olur . İnsanlar kedilerle, yiyeceklerle vb. yollarla enfekte olabilir.
Canlı Aşı, Kedileri Doğal Enfeksiyondan Korur
Daha önceki araştırmalarda, ookist oluşumundan sorumlu olan çeşitli genleri zaten tanımlamıştı. Bu, toksoplazmoz için canlı bir aşı geliştirmelerini sağladı: Araştırmacılar, CRISPR-Cas9 gen düzenleme makasını bu temel genleri kapatmak ve değiştirilmiş parazitlerle kedilere enfekte etmek veya aşılamak için kullanabileceklerini öne sürüyor. Böylece bu patojenler bulaşıcı ookist üretmez ve kedileri vahşi doğada Toxoplasma ile doğal enfeksiyondan koruyabilir.
Yan Etkileri Olmayan Değişim
Steril parazitleri yapmak için, araştırmacılar CRISPR-Cas9 gen düzenleme makasını kullandılar. Bu, genetik materyalde hassas modifikasyonları mümkün kılarken, protokole bağlı olarak genellikle kullanılan yöntemin dezavantajları olabilir. Hatalar ve istenmeyen genetik değişiklikler ortaya çıkabilir. Hehl çevresindeki araştırma grubu, Toxoplasma’da bu tür istenmeyen yan etkilerin değiştirilmiş bir teknik kullanılarak önlenebileceğini öne sürdü.
CRISPR-Cas9 gen düzenlemesi için, bilim adamları genellikle hücreye plazmid adı verilen halka şeklinde bir DNA parçası eklerler. Bu, gen makasını oluşturmak için gerekli tüm bilgileri ve genetik materyalde istenen yeri tanıyan unsurları içerir. Böylelikle hücre, gen makasının tüm bileşenlerini kendisi üretir. Ancak daha sonra, plazmid hücrede kalır ve ek, planlanmamış genetik değişiklikleri de tetikleyebilir.
Gen Makası İz Bırakmadan Kaybolur
Zürih Üniversitesi Vetsuisse Fakültesi’nde Parazitoloji Profesörü ve Araştırma ve Akademik Kariyer Geliştirme Dekan Yardımcısı Adrian Hehl ve ekibinin kullandığı yöntem farklı işliyor. Araştırmacılar, önceden programlanmış gen makasını hücrenin dışında bir araya getiriyor ve ardından bunları doğrudan parazitlere yerleştiriyor. Genetik materyal bir çeşit değişikliğe uğradıktan sonra, bileşenler çok hızlı bir şekilde tamamen parçalanır ve geriye yalnızca istenen düzenleme kalır.
Hehl, “Yaklaşımımız geleneksel yöntemlerden daha hızlı, daha ucuz ve daha verimli değil. Ama genomik dizinin hücrede iz bırakmadan değiştirilmesini sağlıyor” diye açıklıyor Hehl. “Bu, artık plazmidler olmadan veya direnç genleri oluşturmadan deneysel canlı aşılar üretebileceğimiz anlamına geliyor.”
Araştırmacılar, genetik materyalde istenmeyen izler bırakmadan, doğal olarak meydana gelen mutasyonlardan ayırt edilemeyecek şekilde bir geni etkisiz hale getirmenin artık mümkün olduğunu söylüyor.
Ben de genlerdeki herhangi bir değişiminden kaynaklanan hastalıkların da bu yöntemle tedavi edilmesini dört gözle bekliyorum.
Yazan: Bilge KAPLAN
Kaynak**
Kaynak***