Genlerimiz Kaderimizi Belirliyor mu?

Yetişkin birer birey olan ikizlerin gelişim verileri, araştırmacılar tarafından inceleniyor ve bir istatistik oluşturuluyordu. Ta ki tesadüf eseri ikizlerden birkaçının kardeşini bulup, kamuoyuna bu araştırma kurbanları olduklarını anlatana kadar. Bu olaydan esinlenerek yapılmış Lori Shinseki`nin filmi, bilim adına ikizleri ayırmanın ne kadar travmatik sonuçları olabileceğini çok iyi anlatiyor. Seyretmenizi tavsiye ederiz.
Bu duruma maruz kalmış ikizler, yaşamları boyunca, sebebini anlamadıkları hayatlarında önemli bir boşluk hissettiklerini dile getiriyor. Tanrı’yı oynayan bilim adamlarına öfke ve kırgınlık duyuyorlar. İkizleri ayrı ayrı yerleştiren, Louise Wise Center bugüne kadarki bütün belgeleri ısrarla kilit altında tutuyor ve kobay olarak kullanılan ikizler ile paylaşmayı reddediyor.
Birbirlerinden habersiz yaşayan ikiz kardeşlerin garip hikayeleri ve ilginç tesadüfleri var. Örneğin Jim Lewis ve Jim Springer 39 yaşında birbirleriyle tanışıyorlar. Görünüşleri son derece benzer. Aynı şekilde ikiside ayni marka sigarayı içiyor, ikiside tırnak yiyor, iki kez evlenmişler ve kendi bahçelerinin ağaçlarının altında aynı şekilde özel yapılmış ahşap bankları var.
1980`lerde başlayan bu deney sonuçlarına kadar, araştırmalar öncelikle çevrenin davranışlarımızı, sağlık durumumuzu ve eğitim seviyemizi belirleyen tek faktör olduğunu varsaydılar. Fakat şimdi bu varsayımın eksik olduğu ve genlerin etkisinin hafife alındığı anlaşıldı.
İnsan genetiği karmaşıktır
Tüm insan genomunun deşifre edildiği 2000 yılından önce insanda neyin çevresel neyin genetik olduğu bu kadar açık değildi. Uzun yıllar alan İkiz araştırması sayesinde kişiye özgü bir özelliğin genetik olan kısmını, çevresel kısmından ayırmak mümkün hale geldi.
Küçük farklılıkların büyük etkisi vardır
Bu uzun soluklu araştırmada Scott ve Marc Kelly ikizler, muhtemelen en ünlü denekler. Çünkü Scott Kelly bir astronot. Uzay üssünde en fazla kalan Amerika’nın ikinci astronotu. Uzayda kaldığı 340 günün sonucunda Dünyaya döndüğünde kendisinde olan değişiklikler, dünyada kalmış olan ikizi Marc ile karşılaştırıldı.
Scott ve Marc dahil olmak üzere yapılan ikiz araştırmalarında, bütün ikizlerde yaşlandıkça daha fazla fark görünür hale gelir. Çünkü yüzlerce gen işin içinde ve buna ek olarak genler yaşam boyunca açılıp kapanabilir. Buna “epigenetik yani kalıtımsal olup genetik olmayan değişiklikler denir. Bu epigenetik değişiklikler yaşlanan ikizlerde fark yaratan en önemli unsurlardır. Batı sanayi toplumlarının yaşam koşullarının da genler üzerinde mutlak bir etkisi vardır, örneğin stres, eğitim, hijyen veya ilaç tüketimi şeklinde.
Bu fark ikizler üzerinde, hamilelik sırasında başlayabilir, çünkü plasentadan kan akışı aynı karında yaşıyor olsalar da ikizlerde de farklıdır. Doğumda daha küçük olanlar ömür boyu böyle kalacak ve diyabet veya kalp krizi, inme gibi metabolik hastalıklar için daha yüksek risk altında olacaklardır.
Zeka ve genler
Bireylerin zeka gelişiminde küçük farklılıkların büyük etkisi olabildigi gözlemlendi. Özellikle okul çağında, ebeveynlerin eğitim düzeyi, okulun eğitimdeki başarısında, önemli bir paya sahip olduğu ikiz çalışmalarında da kanıtlandı. Bu da, yetersiz eğitimli ebeveynlerden gelen çocukların, uygun ve bireysel destek aldıkları takdirde, çok daha fazla gelişe bilecekleri ve başarı sağlayacakları anlamına gelir.
Gelinen sonuçta, kaderimizi etkileyen Genler mi, Çevre mi?, sorusuna ikiz araştırmalarının verdiği yanıt şu şekilde ;
Yaşam koşullarındaki en küçük farklılıklar bile, bir kişinin kişiliğinde ve sağlığında daha önce düşünülenden daha fazla iz bırakıyor. Genler ve çevre arasında sürekli bir etkileşim gibi bir şeyin var olduğu görülüyor. Eğer söz konusu kaderimiz ise Gen faktörü, çevre faktöründen asla ayrı düşünülemez.
Özgün Çeviri: İ. Kaya