Hareketli Cisimlerin Elektrodinamiği Üzerine
Yazan Albert Einstein
30 Haziran 1905
Hareketli Cisimlerin Elektrodinamiği Üzerine (Türkçe PDF için yazıya tıklayınız)
Zur Elektrodynamik bewegter Körper (Almanca PDF için yazıya tıklayınız)
On the Electrodynamics of Moving Bodies (İngilizce PDF için yazıya tıklayınız)
Düzenleyen: Selim ÖZTEMEL
Atıfsız Bir Makale Dünyayı Değiştirebilir mi?
1905 yılında 26 yaşında bir patent memurunun yazdığı atıfsız bir makale o zamana kadar kabul gören evren anlayışını değiştirdi. Bu fizikçi üniversitede kalıp öğretim görevlisi olmak istiyordu. Ama çok da iyi anlaşılan biri olmadığından bilim camiası ondan biraz uzak duruyordu. Onu görmezden gelenlerin bile aklını baştan alacak 1905 yılında 3 adet makele yayınlayan bu patent memuru daha sonra tarihin en büyük fizikçisi olacak Albert Einstein’dır.
Einstein “Hareket halindeki isimlerin elektromanyetiği hakkında” (Zur elektrodynamik bewegter Körper) başlığı ile 30 sayfalık ve içerisinde tek bir atıf bile bulunmayan devrimsel bir makale yayınlamıştır. Bu kuramı genel olarak insanlar tarafından Görelilik (İzafiyet) olarak biliniyor.
Askında İzafiyet teorisinde basit olarak şunlardan bahsediyor:
- Fiziksel olaylar hangi referans noktasından bakılırsa bakılsın aynıdır, değişmez.
- Işığın hızı her daim sabittir, referans ve kaynaktan etkilenmez, bunlardan bağımsızdır. Bu bir doğa yasasıdır.
Bu iadeler o günlerin evren anlayışı olan, artık iyice kökleşmiş Newton’un kütle çekim kuramına tersti. Hatta genel algımıza bile tersti.
Örneğin, 80 km/s ile giden aranın içinden 20 km/s ile bir taş ileri doğru atılırsa, dışarıda sabit duran bir kişi taşın hızını 100 km/s olarak görür. Ama bunun aksine nasıl oluyorda yine 80 km/s ile giden araba farlarını açtığında ışığın hızı 80km/s + c (ışık hızı) olmaz. Işığın hızı yine “c” ışık hızı olur. İşte bu durum algılarımıza terstir.
Newton’a göre ışığın hızının sabit olabilmesi mümkün değildir. Çünkü evrenin oluşturduğu ve sabit olan uzay ve zaman ikilisinden bakılınca ancak fizik olayları değişmezdir.
Einstein her iki durumunda yanlış olduğunu, zamanın ve mekanın sabit olmadığını hıza bağlı olarak değiştiğini gösterdi. Hız artınca zaman yavaşlar. Bu algımıza ters geliyorsa da fiziksel bir gerçektir. Bu gerçek, günümüz teknolojilerinde bir çoğunda da kullanılıyor. Örneğin GPS (Global Positioning System: Küresel Konumlama Sistemi) ile bulunduğumuz yerin konumunu nerdeyse sorunsuz olarak buluruz. Bu uydu yaklaşık olarak saate 14 bin kilometre ile dünya etrafında dönüyor. Işık hızına göre nispeten yavaş da olsa bizim için çok hızlı hareket etmektedir. Bu hızlarda hareket ettiğinden dolayı Newton fiziği işe yaramamaktadır. Eğer Einstein hesapları yerine Newton hesaplarını kullanırsak kendi konumumuzu olduğumuz yerden yaklaşık 10 kilometre uzakta buluruz. Ayrıca GPS uydusu için zaman günde 7 mikrosaniye daha yavaş akmaktadır.
Yazan: Selim ÖZTEMEL
Bir yanıt bırakın