Hayal Gücünün Ötesinde Bir Madde: Ether (Esir) Maddesi
Öyle bir madde düşünün ki kontrol edilebildiği zaman atomlardan tutun da yeni evrenlere kadar her şeye dönüşebilir/dönüştürülebilir, ışınlanma gibi bir çok imkansız görünen şeye imkan sağlayabilir. Aynı zamanda Nikola Tesla, Michael Faraday, Isaac Newton gibi zamanın çok ötesinde bir çok bilim insanı böyle bir maddenin varlığını kabul etmiş, Hatta Aristoya göre ise bu madde her şeyin ilk maddesidir. Ether (Esir) maddesi için söylenenlere göre evren tamamen bu maddeden oluşmuştur. Tüm atomlar, tüm parçacıklar hatta boşluklar bile aslında içinde Ether olan parçacıklardır.
Esir (Ether) maddesi, eski çağlardan beri maddenin özü olduğuna, evreni doldurduğuna ve ilk madde olarak varlığına inanılan bir kavramdır. Evrenin oluşumundan önce ilk cevher halini ifade etmek için kullanılırdı. Maddenin katı-sıvı-gaz hallerinden farklı olarak duyu organlarımızca algılanamadığı düşünülen, bildiğimiz anlamdaki maddeden çok daha seyrek olduğu varsayılan ve boşluğu, maddeyi, havayı, yeri doldurduğu farz edilen bir ortam olarak tanımlanıyordu. Tıpkı denizdeki balıkların suyun varlığını idrak etmelerinin imkansız olduğu gibi, bizim de Esir’i algılamamız imkansızdı. Peki nerden çıktı bu Esir teorisi? Gelin hep beraber bakalım.
Denizde bir dalga, dalga olayını gerçekleştirebilmek için denize ihtiyaç duyar. Veya bir ses dalgası, yine aynı şekilde dalgalanma olayını gerçekleştirmek için havaya, suya ya da katı bir “ortama” ihtiyaç duyar ve bu “ortamın” içinde dalgalanma gerçekleşir. O halde ışık bir dalgaysa, bu dalgalar yayılmak için bir ortama ihtiyaç duymalıydılar. Bunun üzerine fizikçiler; Esir (Ether) denilen görünmez ve gizemli bir madde ile ışığın nasıl ve neyin üzerinde dalgalandığını açıklamaya çalıştılar. Esir teorisine göre; tıpkı “denizdeki dalgalar” örneğinde olduğu gibi, evren kocaman bir Esir denizi içerisindedir ve ışık dahil bütün cisimler bu Esir denizinde yüzmektedirler.
Esir maddesi çok gizemli ve belirsizdir. Teoriye göre, herhangi bir ağırlığı yoktur, hareketsizdir. Ayrıca 300.000 km/sn hızındaki ışığı iletebilmesi için aşırı yoğun olması gerekmesine rağmen havadan bile hafiftir ve bu maddenin ışığı iletebilmesi için evrenin her yerinde olması gerekir. Dünyadaki hiçbir cihaz ile de tespit edilememektedir.
Einstein’ın Görelilik Kuramları ışığın doğasını daha iyi açıklayan teoriler olduğu için Esir maddesinin varlığından iyice şüphe edilmeye başlanmış fakat hala Esir maddesi ile ilgili bir çok belirsizlik olduğu için araştırılmaya değer bir konu olarak görülüyor. Tahminimce bu konu uzun bir süre daha gizemini koruyacak. Sevgiler ve Sağlıcakla kalın.
Yazan: Buğrahan SAĞDIÇ
Güzel bir yazı olmuş, teşekkürler
okuduğunuz için ben teşekkür ederim 🙂