Hepimiz Birer Yıldız Tozuyuz…
Kulağa çok havalı geliyor öyle değil mi ?
Carl Edward Sagan’a ait olan cümle şöyle devam ediyor.
“DNA’mızda ki karbon, dişlerimizdeki kalsiyum, kanımızdaki demir, içtiğimiz sudaki oksijen kendi içine çökmüş bir yıldızdan yapılmıştır. Bu da bizi birer yıldız tozu yapar.”
Evrendeki her bir galakside büyüklü küçüklü milyarlarca yıldız bulunur. Hidrojen atomlarının çekirdekleri kimyasal tepkimeler sonucu çarpışarak, şiddetli bir şekilde patlar ve ömürlerini tamamlarlar. Önce helyuma daha sonra ağır elementlerin çekirdeklerine dönüşürler.
Uzaya toz olarak saçılan bu elementler, çevresindeki tüm yıldızlara( dünyamızda dahil olmak üzere) dağılırlar. Dolayısıyla dünyamız, süpernovaların elementlerle zenginleştirilmiş küllerinden doğmuştur. Halen ölen her yıldız toz yağdırmaya devam ederek, dünyamızı şişmanlatır aslında Böylelikle suda ve toprakta buluşup tüm türlerin yaşam döngüsüne girerler.
Element nedir ?
Lise sıralarında kimya dersinde ezberletilmeye çalışılan o periyodik tabloyu hepimiz hatırlarız.
kolay yollarını arar dururduk.
Ha-ydarpaşa Li-sesi Na-nkör Ki-myasal Rb- rabianın Cs- cesedini Fr-lattı
ya da F-atih Cl-celalin Br-nunu I-sırdı At-tı gibi 🙂 bu iki sıralama yıllar yıllar geçti . Hafızamda bir tebessüm olarak kaldı .Hiç silinmedi. Neyse konumuza dönelim,
Elementler; aynı cins atomlardan oluşan ve kimyasal olarak daha basit parçalara ayrılamayan
saf maddelerdir. 94 adet doğal yolla var olan element vardır . Diğerleri laboratuvar
ortamında oluşturulmuştur.
Vücudumuzu incelersek , oksijen %65 , içermeyen hiç bir canlıda olmayan karbon %18, adeta vücudun yapıtaşı olan en yaygın element hidrojen %10,
nitrojen ya da azot %3, kalsiyum %1.4, fosfor % 1.1 geri kalan yüzdelik kısım ise ; potasyum, sülfür, sodyum, klor, magnezyum, eser miktarda bor, krom, kobalt, bakır,
flor, iyot, demir, manganez, molibden, selenyum, silikon, kalay, vanadyum ve çinko
dolayısıyla;
İnsan vucudunun %97’si yıldız tozundan oluşuyor, her birimiz yıldızız desek mübala etmiş olmayız aslında her duyduğumda bu konuyu , Deniz Erten’in İşaret serisinde okuduğum bir cümle gelir aklıma tam olarak şöyleydi. ” ne varsa alemde, hepsi ademde ” İnsan denen olgu mekanizması evrenin sıkıştırılmış (konsantre) haliydi belkide; evreni incelemenin en başta insanı incelemek olduğunu anlıyordu bizlere…
Yazan: Damla Buket TAŞ
Kaynak**
Bir yanıt bırakın