Hijyenden Alerjiye

Hijyenden Alerjiye

Çeşitli geçerli sebeplerle virüslere, bakterilere, mikroorganizmalara karşı kin tutar hale geldik. Belki bir kesimimiz türlü kimyasallarla hepsinin kökünü kazımak istiyor. Ancak bazı çeşitleri ile çok sıkıntı yaşasak da kendilerinin varlığı ciddi öneme sahip.
Bugün yakından bakacağımız konu “Hijyen Hipotezi”. Bu hipoteze göre aşırı hijyen insanları daha alerjik yapıyor. Hipotezin ortaya atılmasının temelinde yatan kişi halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. David Strachan. Kendisi 1958 yılında İngiltere de doğmuş olan 17 bin çocuğun yetişkinlikte geçirdiği hastalıkları inceliyor ve ; aynı evi paylaşan kişi ve çocuk sayısı ile ileride astım, alerji gibi hastalıkların görülmesi arasında ters bir ilişkinin olduğunu fark ediyor.
David Strachan’ın yanı sıra farklı bir araştırmayı da Almanya’da alerji uzmanı olan Erika Von Muitis yapıyor. 1989 yılında Almanya’yı doğu ve batı olarak Berlin Duvarı’nın yıkılması kararı ile Erika Von Muitis’in çalışmaları başlıyor. Bu nokta da parçaların birleştirilmesi açısından parantez açmak gerekir. O zamanlarda doğu ve batı olarak ayrılan Almanya müttefiklerin farklı olması sebebi ile tam olarak iki farklı hayat yaşıyordu. Konumuzla alakalı olan kısmı temizlik şartlarının ayrılan sınırlar gibi birbirinden oldukça ayrılmasıydı. Batı Almanya Doğu Almanya’ya göre daha çok moderndi ve modernlikle beraber daha çok hijyenikti.
Erika Von Muits’de duvarın yıkılması ile birlikte bu iki ayrı temizlik koşullarına sahip bireyler arasında kıyaslama yapabilecekti. Beklentisine göre Doğu Almanya’da yaşayan bireylerin hijyen koşullarının daha kötü olması sebebi ile daha çok alerjik hastalıklara sahip olması yönündeydi. Ancak ulaştığı sonuçlar bunun tam tersini gösteriyordu. Daha az hijyenik olan Doğu Almanya’da ki bireyler Batı Almanya’da ki bireylere göre daha az astım ve alerjik hastalıklara sahiplerdi.
Hijyenden Alerjiye – depositphotos
Bu iki araştırmalara ek olarak geçtiğimiz yıllarda Science dergisinde fareler üzerinde yapılan bir çalışma yayınladı. Çalışmada iki gruba ayrılan farelerden bir kısmı tamamen steril (mikropsuz) bir ortamda yetiştirilirken diğer kısmı normal (mikroplu) ortamda yetiştirildi. Ve bu iki grubun bağışıklık sistemleri karşılaştırıldı. Karşılaştırmada steril ortamdaki bakterilerin akciğer ve kolonda astım ve koliti tarzı aşırı inflamasyonun varlığı gözlemlendi.
“Erken çocukluk döneminde mikroplara maruz kalma, inflamatuar bağırsak hastalığı ve astım gibi bağışıklık aracılı hastalıklardan korunma ile ilişkilidir.”*
Mikroorganizmalar ve bedenimiz arasında ki önemli ilişkimizi daha yakından bakmak isteyenleri bakteri dünyamıza yönlendirmek isterim.
*Science Dergisi’nde yayınlanan özetten alıntıdır.
Kaynak****
Çılgın Fizikçiler (SEO Manager) hakkında 663 makale
Çılgın Fizikçiler ve Bilim İnsanları ekibi ve dışarıdan destek veren gönüllülerin yazıları.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*