Hormonlarımızın Çalışma Saatleri
Her birimizin huyu, karakteri ne kadar değişken ve farklı değil mi?
Olaylara verdiğimiz tepkiler…
Peki, karakterimizi belirleyen faktörler neler?
Elbette bir kısmı kalıtsal, bir kısmı ise çevresel.
Ben bu bölümde çevresel faktörleri bir yana koyarak davranışlarımızı şekillendiren hormonlarımıza odaklanmak istedim.
Boyumuz, posumuz, yüzümüz, gözümüz, gönlümüz, huyumuz, suyumuz, hobilerimiz, yeteneklerimiz birbirimizden apayrı. Ama bu vücut denilen mekanizmanın saat saat işleyişi inanın bireysel olarak çok da farklı değil. Kabul edelim ki kararlarımızı tamamen karakterimiz şekillendiremiyor. Belki farkında değiliz ama çoğunlukla bildiğiniz hormonlarımızın etkisi altındayız. O sebepten normalde bizi kızdırmayan bir olay başka bir gün delirtebiliyor. Sanıyorum burada ne demek istediğimi hemcinslerim daha iyi anladı.
Serotonin, adrenalin, östrojen, testosteron, kortizon, libido, endorfin…
Tanıdık geldi değil mi?
Bazen bize dost bazense en azılı düşman…
Dostu da düşmanı da iyi tanımalı. Ona göre gardını almalı.
O zaman tanıyalım bakalım bu hormonları ve üzerimizdeki etkilerini.
Ona göre ayağımızı denk alalım, kendilerine uyum sağlayalım
Hatta saat saat inceleyelim derim;
06:00
Günün ilk ışıklarıyla birlikte karanlık ortamda salgılanan melatonin hormonu serotonin yani mutluluk hormonuna dönüşüyor. Eğer benim gibi gece geç yatmayı alışkanlık haline getirdiysen mutsuz olmanın nedenini uzaklarda arama derim. Çünkü bu hormonun seni tatmin edecek kadar üretilmiyor demektir. Açığı kapatmak için çikolataya da çok yüklenme. Kilo olarak dönünce sonradan acısı çıkıyor.
Bu saat diliminde ayrıca sen uyanmasan da kortizon salgılamasıyla bedenin uyanıyor. Bu uyanma vücut için kendini yavaşça kalkmaya hazırlama işareti. Metabolizma hareketleniyor, günün işleri için enerji ve protein hizmete hazır hale geliyor.
07:00
Böbreküstü bezlerinden salgılanarak insanı aktif tutan kortizonun güçlü etkisine rağmen vücudun hala zayıf. Mesela spor için erken bir saat. Özellikle ağır spor yapmaktan kaçınmalısın. Kalbe ve dolaşıma gereksiz yüklenirsin. Belki hafif bir yürüyüş. Spor yerine kahvaltı etmeli, çünkü sindirim bu saatte mükemmel çalışıyor.
08:00
Libidonun yüksek olduğu saat. Yani yaşama gücünün, davranışlarının temelini oluşturan cinsel içgüdü hormonun fazla miktarda salgılanıyor. Mesela uykuyu yeterli düzeyde alamamak libidonu düşüren etkenlerden bir diğeri. Çünkü uykusuzluğun kortizol adı verilen stres hormonunu artırıp erkeklik hormonu olarak bildiğimiz testosteron seviyesini iyice aşağıya çekiyor. Bu arada önemli bir detay; kahvaltı sigarası (sigara sağlığa zararlıdır) damarları her zamankinden daha fazla daraltıyor.
09:00
Vücudun dinç, kuvvetli olduğu saat. Herhangi bir hastalık için iğne olacaksanız bu en doğru zaman. İğnenin ateş ve şişme gibi yan etkileri ender olarak görülüyor. İğneden korkan ama bunu asla kabul etmeyenlere duyurulur. Ayrıca bedenimiz röntgen ışınlarına karşı daha dirençli oluyor.
10:00
Artık organizmanın kendine gelme, ben buradayım deme saati geldi. Fazla enerjiğiz. Vücut en yüksek enerji seviyesinde. Verimliliğimiz de öyle. Kısa süreli belleğin iyi durumda. Bir önemli ayrıntı daha; 10:00 ile 12:00 arası enfarktüs olaylarına sık rastlanıyor.
11:00
Vücudun tam formunda olduğu, verimli olmaya programlı bir saat. Kalp ve dolaşım o kadar zinde ki yapılan muayenelerde kalpteki bir bozukluk gözden kaçabilir. Daha seri düşünebildiğimiz, hazır cevaplılığın tavan yaptığı saatler. Özellikle hesap işleri, matematik ödevleri rahat ve iyi bir şekilde, zorlanmadan çözülür. Hazır cevaplılık personel seçiminde iş gördüğünden, iş görüşmelerini bu saate almanızı tavsiye ederim.
12:00
Dinlenme saati. Meksikalılar bir şey biliyor da siesta yapıyor. Çünkü bu saatte dikkat azalıyor ve insana uyku basıyor. Midedeki asit miktarı fazlalaşıp, beyindeki kan akımı azalıyor. Zira kan sindirim organlarını desteklemesi için mide tarafından kullanılıyor. Öyle uykusu uyuyabilen kişilerde istatistiklere göre enfarktüse %30 oranında az rastlanıyor.
13:00
Vücut formdan düşüyor. Verimlilik gün ortalamasının %20 aşağısına iniyor. Bütün organlar en alt düzeyde çalışıyor, sadece safra öğle yemeğini hazmetme faaliyeti gösteriyor.
14:00
Genellikle bitkin oluyoruz. Çünkü tansiyon ve hormon düzeyi düşüyor. Diş doktorundan korkuyor onlar için en uygun randevu saati. Çünkü bu saatte acı asist ediliyor. Lokal anestezi uzun süre devam ediyor (30 dakika). Bu yazıdan sonra dişçi randevuları bu saate yığılacak…
15:00
Enerji geri geliyor, bellek tam formunda. İkinci verimlilik dönemi başlıyor ama çok da abartmayın, sabahkinden az.
16:00
Spor için en iyi saat tansiyon ve dolaşım çok iyi durumda. Mesela ben bu saatlerde pilates yapıyorum. Tavsiye ederim.
17:00
Organların faaliyeti üst düzeye çıkıyor. Kuvvet artıyor, oksijen harcanıyor, böbrekler ve mesane çok çalışıyor. Tırnaklar ve saçın en çabuk uzadığı zaman. Midedeki asit miktarı fazlalaşıyor. Mideye zararı olan ilaçları bu saate kullanmamaya ayrıca özen göstermeli. 17:00’ye doğru mide kanaması geçirme riski artıyor. Tabi sizi takip eden doktorunuzun tavsiyesi burada daha değerli.
18:00
Akşam yemeği için ideal saat. Pankreas bu saatte özellikle aktif. Misal ben akşam yemeğimi bu saate çektiğimden beri çok rahat ettim.
19:00
Kan basıncı ve nabız tembelleşiyor. Bu nedenle kan basıncı düşüren ilaçlara dikkat, tehlikeli olabiliyorlar. Antidepresanların tesiri de bu saatte daha fazla.
20:00
Karaciğerdeki yağ düzeyi düşüyor ve kirli kan kalbe her zamankinden daha fazla akıyor. Alerjisi olanlar ve astımlılar ilaçlarını bu saatte almalı. Etkisi hemen görülüyor. Antibiyotikler de az dozda alınsa bile etkiler en üst düzeyde oluyor.
21:00
Sindirim organlarının günlük görevi sona eriyor. Gelen her şey midede sabaha kadar hazmedilmeden kalıyor ve bu çok tehlikeli. Kalan yemekler bağırsak sahasındaki mukozaya hücum ediyor. Günümüzde uzmanlar bağırsakların ikinci beyin olduğunu söylerken bağırsak florasında yaşayan mikroorganizmalarımıza zarar vermeyi hiç birimiz istemeyiz. Mutluluk hormonu olarak bildiğimiz serotoninin % 95lik kısmının bağırsaklardan salgılandığını düşünürsek yemeği geç yemek uzun vadede bizi mutsuz edebilir.
22:00
Vücudun polisi akyuvarlar aktif hale geliyor. Sigara içenler dikkat! Bu saatten sonra vücut nikotin gibi zehirleri çok zor atıyor. Demek ki sigara kullanmıyoruz. Hele de saat 22:00 den sonra.
23:00
Organizma gün boyunca aktif faaliyet gösteren stres hormonunun salgılanmasını durduruyor. Sakinleşip, rahatlıyoruz. Uykuya geçmemiz için güzel bir fırsat. Değerlendirebilenlere ne mutlu.
24:00
Uyurken deri hücreleri durmadan çalışıyor, gündüz olduğundan daha sık bölünüyor. İlk rüya safhası, yarım saat içinde rüya görmeye başlıyoruz. O nedenle bu saati uykuda geçirmek vücudumuzun kendini daha hızlı yenileyebilmesi için elzem. En az kullandığımız gençlik kremleri kadar etkili bir yöntem. İşte genç kalmanın sırlarından birini size bedavadan verdim.
01:00
Verim en alt düzeyde. Bu saatte çalışanlar hata yapabiliyor, dikkat azalıyor, çünkü vücut kendini uyumaya programlıyor. Bu saatte daha verimli olduğunu söyleyenler de illaki vardır. Biz genel kabulü konuşuyoruz. Yoksa çevresel faktörlerin etkisini yadsıyamadığımızı yazının başında belirttim.
02:00
Araba kullananlar dikkat: görme zayıflıyor, tepkiler yavaşlıyor, kazalar bu saatte çok oluyor. Ayrıca bu saatte dışarıda ne işiniz var! Doğru eve…
03:00
Bedenin de ruhun da en karanlık safhası. Melatonin hormonunun salgılanması tembel ve kararsız yapıyor. İntihar edenlerin sayısı fazlalaşıyor. Yani saat üçe kadar uyumadıysanız kukumav kuşu gibi karalar bağlayarak bir köşede oturup kendinizi derin derin düşünürken bulmanız normal. Korkmayın!
04:00
Stres hormonundan enerji kazanıyoruz enfarktüs krizleri saat 04:00 ile 06:00 arasında çok oluyor; çünkü kan basıncı oldukça yükselip, damarlar geriliyor. Dikkat! Doğum yapma olasılığının en yüksek saati.
05:00
Stres hormonu bizi tekrar faaliyete geçiriyor ve gündüz değerinin tam altı katına çıkıyor. Vücudumuz harekete geçiyor kaybolan enerji yeniden geri geliyor. Gelsin, yeni bir gün başlıyor.
Artık bu yazıdan sonra gün içinde duygu durumum neden bu kadar değişken demeyin.
Bu sadece sizin başınıza gelmiyor merak etmeyin.
Hormonlarımız sağ olsun.
Sağlık olsun.
Yazan: Burçak YÜCE
Bir yanıt bırakın