İlk Kadın Matematikçi: Hypatia

İlk Kadın Matematikçi: Hypatia

M.S. 4. yüzyılda Roma’nın idaresindeki İskenderiye şehri zenginliğini yitirmiş; dini ve sivil çatışmalar içerisindeydi. İskenderiye’nin en önemli yapılarından olan İskenderiye Müzesi denilen araştırma enstitüsünün kısımlarından biri olan İskenderiye Kütüphanesi’nin büyük bölümü yanmıştı. Müze dış etkenlerden dolayı dağılmıştı. Müze’nin kayıtlı son üyesi matematikçi Theon’duTheon astronomi alanında çeşitli çalışmalarda bulunmuştu. Müzedeki görevlerinden dolayı eski metinleri de düzenleyen TheonHypatia’nın babasıydı. Hypatia 370 yılında doğmuştu. Dönemin kadınlara karşı bakış açısına rağmen Theon, kızının birinci sınıf eğitim almasını sağlamıştı. Hypatia’yı matematik, astronomi, felsefe alanlarında eğitmişti. Tarihçi Sokrates Skolastikus onun babasının verdiği eğitimlerle yetinmeyip kendisini farklı yöntemlerle de geliştirdiğini belirtmiştir. 

Julius Kronberg’in Hypatia tablosu

Babasının yanında eğitim alan Hypatia aynı zamanda ona müzedeki işlerinde de yardımcı oluyordu. Öklid’in Elementler ve Klaudyos Batlamyus’un (Ptolemy) çalışmalarını düzenleyen babasına yardımcı olan Hypatia için babası; Batlamyus’un Almagest’inin III. kitabının eleştirisini yaptığı kitabında “Kitap kızım filozof Hypatia tarafından gözden geçirilmiştir.” ifadelerini  kullanmıştır. Hypatia kısa bir süre sonra geometrici Pergeli Apollonuius ve Diyofantus’un Aritmetika’sı gibi kitapların eleştirilerini de yazmaya başladı. (Hypatia ve Theon’un çalışmaları sayesinde günümüze ulaşmış, dili anlaşılır kılınmış  pek çok eser vardır.) Kendi araştırmalarına başlayan Hypatia; hidroskop, hidrometreyi yaparken yıldızların konumlarını hesaplamak için kullanılan usturlabı da geliştirdi.

Hypatia eğitimini tamamladıktan sonra İskenderiye’deki neoplatonist felsefe okulunun başına geçti. Bir Pagan olmasına rağmen dönemin diğer okullarının aksine Hristiyan ve Yahudileri okula kabul ediyor ve Platon, Aristo ile ilgili halka açık dersler veriyordu. Öğrencileri arasında daha sonra İskenderiye valisi olacak Orestes ve piskopos Synesius gibi insanlar da vardı. Ne yazık ki Hypatia’nın kendi yazıları günümüze ulaşamamış dahi olsa  öğrencilerinin ona yazdığı mektuplardan kendisi hakkında bilgi sahibi olmaktayız. Kilise Tarihi isimli çalışmasında Sokrates Skolastikus Hypatia’nın soğukkanlılığından, halkın içinde olmasından çekinmediğinden, erkeklerden oluşan bir meclise katıldığında kendini mahcup hissetmediğinden söz etmiştir. 

Alfret Seifert’in Hypatia tablosu

Erkek meslektaşlarının giydiği beyaz cübbesini giyerek astronomi, Aristo ve Platon’un felsefi öğretileri, matematik, tarih hakkında konuşmalar yapıyordu. Konuşmasını dinleyen halk bilgi birikimi karşısında büyüleniyorlardı. Günümüze heykel ya da resmi ulaşamamış olsa da 19. yüzyılda Fransız şair Charles Leconte de Lisle onun “Platon’un ruhu ve Afrodit’in vücuduna” sahip olduğunu söylemiştir.

Hypatia Pagan olmasına rağmen mitlere körü körüne inanmamaktaydı. Bu durumun en büyük sebebi kendisinin de savunduğu neoplatonist felsefesiydi. Diğer neoplatonistler gibi rasyonel düşünceye önem vermekte ve sorgulamaktan korkmamaktaydı. 

Raffaello’nun “Atina Okulu” tablosu

İskenderiye’de 5. yüzyılın başlarında iç çatışmalar başladı. Hypatia kendisini bu çatışmaların ortasında bulmuştu. Kilisede ki otoritesini kullanarak piskopos olan Cyril kendisini halkına kanıtlamak için destekçilerini Yahudilerin üzerine salmıştı. Pagan tapınakları yağmalanıyordu ve sokaklar kan gölüne dönmüştü. Hypatia Cyril’e karşı olduğunu belirtmişti. Cyril kilisedeki otoritesini kullanarak İncil’den alıntılarla Hypatia’nın büyücü olduğunu vurgulayarak destekçilerini kışkırtıyordu. 415 yılında Cyril fanatikleri Hypatia’ya saldırdı. Evine giden Hypatia’nın üstündeki cübbeyi zorla çıkartarak kiliseye kadar sürüklemişlerdi. Kilisedeki kırık çömlek ve kiremit parçalarını ona fırlatarak öldüresiye dövmüşlerdi. Öldüğünde ise bedenini parçalayıp şenlik ateşinde onu yakmışlardı. 

Hypatia’nın öldürülüşünü gösteren çizim

Hypatia’nın ölümüyle birlikte yeni neoplatonist okulda ölmüştü. Hatta çoğu tarihçi bu dönemi klasik dönemin sonu olarak görmektedir. “Düşünme hakkınızı koruyun, yanlış düşünmek bile hiç düşünmemekten iyidir.” diyen Hypatia adaletsizliğe karşı duruşu, bilime ve akla inanışıyla bize örnek olacak olan hayatı 2009 yılında “Agora” adıyla filmleştirilmiştir. Filmi de izlemenizi öneririz.

Agora filminden

Yazan: Melisa ACAR

Kaynak*

Kaynak**

Kaynak****

Kaynak*****

YouTube Kanalımız

 

Çılgın Fizikçiler (SEO Manager) hakkında 663 makale
Çılgın Fizikçiler ve Bilim İnsanları ekibi ve dışarıdan destek veren gönüllülerin yazıları.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*