Isaac Newton Kimdir?
Çoğu bilim tarihçisi için gelmiş geçmiş en büyük bilim insanı olan Sir Isaac Newton sonsuz evreni matematik ile açıklanabileceğini savunan tutkulu bir fizikçiydi.
Isaac, 4 Ocak 1643 yılında normal doğumundan 2 ay önce prematüre bebek olarak dünyaya geldi. Babası daha kendisi doğmadan 3 ay önce ölen Newton’a, annesi babasının ismini verdi. Yaşamasına mucize olarak bakılan bu bebek ilerde bilimde mucizeler yapacağı tabi o zamandan kestirilememişti.
Annesi onu 3 yaşında zengin bir adamla evlenerek terk etti ve 11 yaşında geri geldi. Newton’sa mutsuz yaşantısından uzaklaşma yolunu hayatın ve doğanın işleyişine merak duygusu oldu.
12 yaşında Grantham’da King’s School’da (Kralın Okulu) eğitime başlayan Newton çelimsiz olduğu için görmezden gelip dışlandı. O da buna karşı mekanik oyuncak fareler ve korkutmak için yanan mum taşıyan uçurtmalar yaptı.
Kocası ölünce annesi okulu bırakıp çiftliğin başına geçmesini istedi. Newtonun beceriksiz çiftçilik günler Annesini ikna edip dayısının çiftliğin başına geçmesi konusunda iknası ile son buldu.
Newton 1661 yılında Cambridge’de Trinity College’e girdi. Okula “sizar” olarak girmişti, hem okulda çalışıyor hem de okuyordu. Cambridge’de Copernicus ve Kepler’in teorileri göz ardı ediliyor, Galileo’nun çalışmaları tanınmıyordu ve okulda ağır bir şekilde Aristoteles felsefesi hâkimdi. Bu yılarda simya ile tanıştı.
Newton ve Simya
Simya kısaca değersiz maddelerin değerli maddelere dönüştürülebileceğini ve felsefe taşı ile ölümsüz olunabileceğini savunan felsefi bir yanılgıdır. Bir bilim değildir sistematik çalışma sistemi yoktur deneme yanılma yöntemi ile yapılır.
Simyanın yanı sıra kutsal metinlerden tanrının şifrelerini deşifre etmeyi saplantı haline getirdi. Bir sürü farklı dillerde ki çevrileri inceledi. Hz. İsa’nın yer yüzüne 2 gelişini hesaplamaya çalıştı.
Newton ömrünün sonuna kadar bunlara kafa yordu. Kafa yorduğu çoğu engeli aşan bu adam, simyada ve kutsal kitap kronolojisinde bir adım bile ileri gidemeyerek aslında bu uğraşı ile bilimden çok şey götürmüştür.
Bazı Felsefi Sorular
İçine kapanık olan Newton okulda pek de başarılı değildi. Okulun aksine Newton odasına çekilip geometri, uzay zaman ve hareketin doğası ile ilgili engin sorulara kafa yorardı.
fikirlerini yazdığı Quaestiones Quaedam Philosophicae (Bazı Felsefi Sorular) adlı defterinin başına Latince şu notu düşmüştür: “Plato arkadaşım, Aristoteles arkadaşım, ama en iyi arkadaşım gerçek.”
Newton 19 yaşında duygusal bir kadın olan Miss Storey ile nişanlanır ama derslerine yoğunluk veren Newton Storey pek zaman ayıramadığı için Storey başkası ile evlenir. Newton bir daha ilişki yaşamaz ve asla evlenmez. Ömrünün sonuna kadar bu ilişkiyi hep hatırladığı söylenir. Bu konuda çevresi ona donmuş kalp lakabını taktı.
Cambridge’de hemen ilk haftalarda özerkliği savunanlar arasına girip birçok eyleme katıldı.
Veba
1665 Ağustos’ta Londra’da başlayan veba salgını nedeniyle Cambridge kapatıldı ve Newton 1667 Mart’a kadar Woolsthorpe’taki çiftliğe geri döndü. Her ne kadar kötü bir olay gibi görünse de bu 2 yıl ona çok şey katmıştır.
Newton burada gökkuşağının sırrını çözdü prizmayla yaptığı deneyle beyaz ışığın tüm renk ışıkların birleşimi olduğunu keşfetti ve bu renklere Latincede hayalet anlamına gelen kelimeden esinlenerek spektrum adını verdi.
Her ne kadar hikayeleşmiş bir olay olsa da kafasına elma düşüp pat diye kütle çekimini bulmadı Newton. Bunun için çok düşündü üzerine çalıştı. Bu yolda o günün matematiği yeterli olmadığını fark etti ve kendi matematiğini yarattı. Diferansiyel ve integral almayı buldu.
Newtonun elmayı düşüren etki acaba gezegenleri de bir arada tutan etki aynı mı sorusu çok etkiledi. Bu fikir fırtınası yolu evrensel çekim yasasına çıktı.
Evrensel çekim yasası madde miktarı ile doğru orantılı aradaki mesafe ile ters orantılı olduğu fikrine oluşturdu.
Peki Newton bu fikri bulunca ne mi yaptı? Bir köşeye kaldırdı ve bıraktı.
Cambridge’e Geri Dönüş ve Bilimse Devrim
1667’de Newton, üniversite tekrar açılınca Cambridge’e geri döndü ve 1668 de teleskobun için aynalar koyarak görüntüyü 40 kat büyüttü. Bu büyük başarısı İngiliz kraliyet bilim cemiyetinin kapısını açtı.
O dönemde kütle çekimi problemi devam ediyordu ve Newton 5 yıl önce çözdüğü problem dünyanın kafasını hala kurcalıyordu.
Cemiyette sessiz sakin hayatını sürdüren profesör Newton arkadaşı Edmond Halley üzerine Çalışmalarını toplayıp kitap haline getirmesini istemesi üzerine her şey değişti.
Philosophiæ Naturalis Principia Mathematica yani (Doğa Felsefesinin Matematiksel İlkeleri) kitabını Latince yazdı ama kraliyet bütçe yetersizliğinden kitabı basamıyordu. Halley büyük çabaları ile kitabın editörlüğünü yaptı ve kendi cebinden karşılayarak bastı ve bilimsel devrim o gün kazanılmış oldu.
O dönemde yıldızlar gezegenler çalışma prensibi tanrı tarafından kusursuz bir şekilde kontrolü ile açıklanıyordu. Tanrı aşkı ile dolu Newton bunun böyle olmadığını ve evrenin kurallarını matematik ile yazıldığını gösterdi. Newton kuralı elmalara uydulara gezegenlere kadar her şeyde geçerliydi. Kitapta ispatlar geometri ile yapılmış, evrensel kütle çekimi açıklamıştır. Ayrıca ilk uzay yolculuğu yani Dünya’dan ayrılışta bu kitapta bilimsel olarak işleniyordu.
Diferansiyel ve Integral için Leibniz’i kendi fikirlerini çalmak ile suçlamış, ününü ve gücünü kullanarak Leibniz’in kendisini savunmasına engel olmaya çalışmıştır. Başka bir fizikçi Robert Hooke ile çeşitli konularda tartışmaları olmuştur. Newton Principia kitabını yayınlamak için Hooke’ın ölümü beklediği de söylenir çünkü Hooke’ın ölümünden bir sene sonra yayınlamıştır.
1704’te ışık ve renkleri konu alan The Opticks kitabını yayınladı. Kitap Principia’da olduğu gibi Latince değil, İngilizce basılmıştır. Böylece Newton kitabı aracılığıyla daha geniş kitlelere ulaşabilmiştir.
85 yaşında 31 Mart 1727’de kucağında matematik formülleri ile hayatını kaybetti.
Kaynak: “Deneylerle Bilim İnsanları #2 / Isaac Newton” Bölümünden esinlenerek yazılmıştır.
Yazan: Selim ÖZTEMEL
Video:
Bir yanıt bırakın