Kara Salyangozlarında Kış Uykusu ve Yaz Uykusu
Hibernasyon, kısa tanımıyla korunaklı bir bölgede canlının metabolizma hızını yavaşlatarak uyku halinde dinlenme durumudur. Türlere bağlı olarak mevsimlere göre metabolik hızın azaltılmasına ve metabolik adaptasyona geçilmesine; hibernasyon, kışlama, torpor, diapoz veya uyku hali denilmektedir.
Kirpi, kaplumbağa, kurbağa, ayı, kemirgenler hibernant canlılardır. Bunların yanında kara
salyangozları da kış uykusuna yatmakla birlikte memelilerde pek karşılaşmadığımız yaz uykusuna(estivasyon) da yatarlar. Estivasyon aylar hatta yıllar sürebilmektedir.
Uzun süreli uyku durumları canlıların hayatta kalabilmek adına geliştirdikleri bir adaptasyon
mekanizmasıdır. Doğal koşullarda bazen çevresel etmenler canlının yaşam standartlarının dışına çıkmaktadır. Bunlardan en belirgini kışın hava sıcaklığının aşırı düşmesidir. Bunun yanında hava sıcaklığının aşırı yükselmesi, nem oranının düşmesi, yetersiz besin varlığı da canlıların uyku durumuna geçmesine sebep olabilir. Hibernasyon veya estivasyon otonom bir mekanizmadır.
Kara salyangozları ılık havalarda yağmur sonrası her yerde gördüğümüz fakat soğuk veya kurak dönemlerde hiçbir yerde görmediğimiz mollusklar sınıfında yer alan gastropoddurlar
(karındanbacaklı). Hiçbir yerde görmediğimiz sırada onlar izole bir bölgede sindirim faaliyetlerini durdurmuş kalp atışları yavaşlamış, protein üretimlerini durdurmuş bir şekilde dinlenme halindedirler.
Zor şartlarda hayatta kalabilmek için iki önemli durum vardır. Bunlar; su kaybını en aza indirmek ve enerji harcamasını kontrol altına almak. Su kaybını en aza indirmek için salyangozlar “epifrim” tabakasını oluşturur. Epifrim, salyangoz tarafından salgılanan mukusun kireç taşı tuzlarıyla oluşturduğu sert bir kapaktır. Nem oranı % 75’in altına indiğinde epifrim tabakası oluşur. Beyaz renkteki bu kapak estivasyon sonunda kırılarak salyangoz kabuğundan çıkar. Epifrim tabakasını salyangozlar soğuktan korunmak için de oluşturabilirler. Soğuktan korunmak için salyangozlar göç edebilirler. Enerji kaybını önlemek için ise protein üretimi inhibe edilir. Oksijen tüketiminin azaldığı uyku durumlarında oksidatif stres, hibernasyon ve estivasyonun kusurlarındandır. Oksidatif stresin hücre ve dokuların serbest radikal zararını önlemek için antioksidan mekanizması gelişmiştir. Uyanma vakti yaklaştığında antioksidan mekanizması uyarılır. Bazı salyangoz türlerinde enzimsel olarak kriyoprotektan (soğuğun zararlarından koruyan) maddeler de artış olduğu tespit edilmiştir. Bunlara örnek olarak kış mevsimlerinde gliserol konsantrasyonunun pik yaptığı görülmüştür. Donma noktasına gelindiğinde metabolizma otonom bir şekilde hızlanır ve hayvan uyanır. Bir diğer önemli bulgu estivasyon girişinde hemolenf ve pH’ın düşmesidir. Hibernasyon ve estivasyon da pek çok hücresel olay gizemini korumaktadır.
Yazan: Anıl MARAL
KAYNAKÇA;
Alkaya, A., Şereflişan, H., & Duysak, Ö. Kara salyangozlarının hipometabolizma stratejisi ve epifrim.
Reece O WİLLİAM. (2012), Evcil hayvanların fonksiyonel anatomisi ve fizyolojisi. Nobel Yayınevi
Bir yanıt bırakın