Marsa Gitmek Neden Bu Kadar Önemli?

Marsa Gitmek Neden Bu Kadar Önemli?

Marsa Gitmek Neden bu kadar Önemli? Bu soru yeni keşifler üstündeyken sıkça sorulan bir sorudur. NASA, Ay’a gidiş için hazırlık yaparken beli bir kısım bu durumu eleştiriyordu. Bazı bilim insanları!’da olayı ‘‘Ay’a gitmek bir avuç kum getirmekten başka neye yarar.’’ diye özetliyordu. Oysa bilimin en önemli konularından biridir evrenimizi keşfetmek ve bunu en iyi deneylerle desteklemek.

Sovyet Kozmonotu olan Yuri Alekseyeviç Gagarin’in uzaya çıkmasının ardından soğuk savaşın rekabetçi anlayışının getirisiyle ABD olayı bir adım daha yukarı taşıyacaktır.

Ay’a Yolculuk

NASA Uzay Yarışının bir parçası olarak 1969- 1974 arası Apollo Projesi gerçekleştirmiştir.  Apollo ismi, Yunan tanrısı olan Apollon’dan gelmektedir. Roma mitolojisine ise Apollo olarak geçmiştir.

Apollo mitolojide müziğin, sanatların, güneşin, ateşin ve şiirin tanrısıdır. Ayrıca kehanet yapan, bilici tanrıdır. Aynı zamanda kâhinlik yeteneğini diğer insanlara da transfer edebilir.   Mitolojideki en önemli tanrılardan biri olan Apollon, Anadolu kökenlidir. Ama ne yazık ki bu keşif Anadolu’dan çok ama çok uzak başka bir kıtadan gelecektir.

Apollo 11

Ay’a yolculuk çok sancılı başlamıştı 27 Ocak 1967’de Apollo 1’in fırlatılış provası sırasında 3 astronotun (Virgil Grissom, Edward Higgins White ve Roger Chaffe) ölümüne sebep olan bir kaza gerçekleşti.

Daha sonra Apollo 7-8-9-10 uzay yolculukları yapıldıktan sonra sıra ona gelmiştir. O artık insanın yuvadan başka bir yere ayak basacağı anın efsanesi olacaktır.

Apollo 11; Neil Armstrong, Micheal Collins ve Edwin Eugene “Buzz” Aldrin Jr. ile 20 Temmuz 1969 günü saat 20:18’de (Eşgüdümlü Evrensel Zaman (UTC)) Ay’a inişini gerçekleştirdi. İnişten 6 saat sonra, 21 Temmuz günü 01.56’da da Neil Armstrong Ay’a ayak basan ilk insan olmuştur. Ve:

‘‘That’s one small step for [a] man, one giant leap for mankind.’’

‘‘(Bir) insan için küçük, insanlık için dev bir adım.’’

Sözünü söylemiştir ki bu söz bu olayın önemini çok açık anlatmaktadır.

Sunay Akın’ın da bir şiiri ile bu tarihi olayın önemini pekiştirmek istiyorum.

AY ÇÖREĞİ*

Hayallerin yolunu gösterir
gerçeğin pusulası
Uzay aracından Armstrong’un.
Ay’la indiği merdivenin
basamağında durur,
Kül Kedisi’nin düşen ayakkabısı.

Bilmeden dünyayı uzaydan
ilk kez Gagarin adlı
bir sosyalistin seyrettiğini,
yaptığı çöreği
Ay’ a benzetmeye çalışıyor
bir fırın işçisi.

Karnındaki kabloyla
gemiye bağlı astronot
uzay boşluğunda
doğacak bir bebek gibidir,
tarih boyunca yakılan
onca kitabın sancısıyla…

…..

Ay’a gittik de ne mi oldu. Evet, bir avuç kum getirdik ama sürtünmesiz ortamda iki farklı ağırlıkta iki cismi serbest bırakarak aynı anda düştüğünü gördük.

‘‘Dünyanın Doğuşu’’ atlı fotoğraf çekildiğinde bu soluk mavi gezegen, yani evimiz karşımızdaydı. Ve haritalarda ki gibi ülke ülke bölünmüş de değildi. Bir bütündü. Tarihin bir cilvesi de 68 kuşağı dünyayı sarsan yıl olarak özgürlük anlayışının parladığı yıldır.

Ve belki de en önemlisi artık yuvamızdan başka yere gidebileceğimizin ispatı olmuş olmasıdır.

Belki İnsanlık tarihi için uzak ama Dünya tarihi için çok yakın bir tarihte bundan 65 milyon yıl önce dünyadaki ekosistemin başına gelenleri biliyoruz.  Dünya’ya düşen bir gök taşının nasıl bir felakete yol açtığını ve o zamanın dünyanın efendisi olan dinozorları nasıl tarihten sildiğini de.

Biliyoruz ki bir gün hayat kaynağımız olan güneş hidrojeni helyuma çeviren nükleer füzyonu tükenecek ve önce kırmızı dev sonra da beyaz cüce olacaktır. Bunun içinde 1 milyar 750 milyon yıl ile 3 milyar 250 milyon arası bir zamanımız olduğu öne sürülüyor.

Olası dünyanın sonu senaryoları hep dışarıdan da değil. Bizde gün geçtikçe dünyayı daha yaşanmaz hale getiriyoruz. Küresel ısınma gittikçe artıyor, buzullar eriyor, atmosfer deliniyor dünya nüfusumuz kontrolsüz artıyor vs…

Kısacası evimizi tüketiyoruz… En kısa zamanda yeni bir yaşanabilir bir yer bulmalıyız ya da yaşanabilecek bir yer kurmalıyız. Burada da en yakın yer olan güneş sisteminin dördüncü gezegeni Mars gezegeni bize gülümsüyor. Marsa gitmek için daha ne bekliyoruz. 🙂

Marsa Gitmek

İnce bir atmosferiyle Dünya’da ki gibi vadi, çöl, volkan ve kutup bölgeleri ile yerbenzeri bir gezegen. Ayrıca dönem periyodu ve mevsim dönemleri de Dünya’da kine çok benzer. İki adet de uydusu var.

Ve Ruslar bu şirin gezegene yolculuğumuzu 2016 – 2020 yılları arasında düzenleneceğini iddia ediyor.

Daha önce de insansız araçlar gönderdik. Ve bunun en meşhuru da Mars Keşif Programı’nın Phoenix robotik uzay gemisidir.

Marsa Gitmek ne kadar sürdü?

Daha önce Mars’a gönderilmiş keşif araçları ve süreleri:

  • Viking 1(1976) => 335 gün
  • Viking 2(1976) => 360 gün
  • Mars Reconnaissance Orbiter (2006) => 210 gün
  • Phoenix Lander (2008)=> 295 gün
  • Curiosity Lander (2012)=> 253 gün

Peki, neden bu kadar uzun sürüyor?

Mars’ın Dünya’ya 55 milyon km uzakta olması bile yeterli fakat olay bu kadarla da yetinmiyor. Bizim bir mekiğimiz saate 20.000 km hızla yol alsa 115 günde varması gerekiyor fakat yolculuk çok daha uzun sürüyor. Bunun sebebi Dünya’nın da, Mars’ın da Güneşin etrafında dönmesi. Biz direk nişan alıp oraya gittiğimizde Mars çoktan orayı terk etmiş oluyor. Bu sebeple günleri ve Mars’ın yörüngesini hesaplayıp Mars’ın geldiği yere uzay aracımızın nişanlanması gerekiyor. Ve bu yüzden yolculuk biraz daha sıkıcı ve uzun oluyor.

Ama her şeye değer bir yolculuk olacağı kesin. Daha yolculuktan önce Mars’a ayak basan ilk insanlar olabilmek için 80 bini aşan bir başvuru var.

Ve bu kızıl gezegen belki bir gün evimiz olacak. Belki de hiçbir zaman olmayacak ama bir şey kesin evreni daha iyi anlayacağız ve çözmeye bir adım daha yaklaşmış olacağız.

Bu yüzdendir ki 1 milyar Euro para harcanmış 10 yıllık bir proje olan Rosetta Projesi 7 milyar km yolculuktan sonra 67P/Churyumov-Gerasimenko adlı kuyrukluyıldızı üstüne indirilmiştir. Ve çok geçmeden bize müthiş haberler göndermeye başladı.

Veriler üstünde yapılan araştırmalar sonrası kuyruklu yıldızın yüzeyindeki ince toz tabakada basit organikler olduğu belirtiliyor.  Bu moleküllerin metan gibi basit organikler olabileceği belirtiliyor. Organik bileşikler karbon içeriyor ve karbon içeren “organiklerin” Dünya’da yaşamın temelini oluşturduğu biliniyor. Ve buda uzayda da yaşamın başlamış olabileceği fikrini güçlendiriyor.

Ne dersiniz belki bir gün yeni evimizi ziyarete bile gelebilirler? 😀

Yazan: Selim ÖZTEMEL

Kaynak*

Kaynak**

Kaynak***

Kaynak****

* Şiir: Sunay Akın’ın Çorap Kaçığı şiir kitabından

YouTube Kanalımız

Selim Öztemel (Platin Yazar) hakkında 1401 makale
Çılgın Fizikçiler ve Bilim İnsanları kurucusu, yazarı, YouTube kanalı editörü.

3 geri izleme / bildirim

  1. Ay'ın İlk Defa Boşluksuz Tam Bir Jeolojik Haritası Yapıldı | Çılgın F. ve B. İ.
  2. İnsanlı Uzay Uçuşunun Antik Tarihi (Bilim Kurgu) | Çılgın Fizikçiler ve Bilim İnsanları
  3. Mars Base Mantıklı Mı? Gerçekten de Marsa Gitmeli miyiz? | Ç. F. ve B. İ.

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*