Matematikle Özgürlük Ve Mutluluğa Ulaşma

Matematikle Özgürlük Ve Mutluluğa Ulaşma

Bu çok iddialı bir söz gibi gelse de, tanınmış Avusturyalı matematikçi ve yazar olan  Rudolf Taschner`in son kitabında yer alıyor. Kitap, okullarda matematik eğitimi ve eğitim kalitesini yükseltecek öneriler ile dolu.  Bir makale formunda, yazar kitabında, matematiksel düşünceleri ve bunların toplumsal önemini inceleyerek, matematik eğitiminin amaç ve pratiklerine eleştirel bir bakış getiriyor.
Matematikle Özgürlük Ve Mutluluğa Ulaşma
Taş devri, antik dönem veya Orta çağda da olsa, sayıların daima güç ve mülkleri temsil ediyordu.  Kabile erkekleri, kendine ait olanın ve karşıt kabilelerin elindeki gücü karşılaştırarak, bir kavganın değerli olup olmadığına karar verebiliyorlardı. Bu karşılaştırma, daha sonraki temel işlemlerin veya hatta kredi ve borç kavramının kökenleri ve ticari muhasebe olacaktı.

 

Orta çağa kadar sadece birkaç kişi gerçekten sayma işlemini yapabiliyordu. Onun içinde 17 torba buğdayın fiyatını hesaplamak için bir denetçiye gidilir, bu prosedür izlenmeden alışveriş yapılamazdı. Matematik bilmemek, halkın boynunda bir prangaydı.

 

Bu anlamda, yazara göre, matematik özgürlüğe katkıda bulunur. Bugün özgür olmak isteyenler, matematik işlemlerinde tamamen dijital cihazlara güvenmemeli. Elbette kullana bilinir. Fakat hesaplamanın sonuçlarının nasıl ve ne kadar mantıklı olabileceğini anlamalı, dijital cihazdan çıkan sonuçları, mantık süzgecinden geçirip, kontrol edebilecek kadar matematiğe de hakim olmalı.

 

Taschner’e göre, matematik eğitimi üç direğe dayanıyor olmalıdır.

1. Direk: Öncelikle, herkesin modern dünyada yolunu bulması gereken pratik temel becerilerinin üzerine gidilmelidir. Bunlara kaba hesaplamalar dahildir; Ekleme, çıkarma, çarpma ve bölme gibi temel işlemleri anlama (sadece otomatikleştirmek değil); kesirler, oranlar, yüzdeler ve değişkenlerin kullanımı. Bir soruyu çözmede aranılan yolları ve bu yolların, kendini çözüme ne kadar yaklaştırdığını ya da uzaklaştırdığını bir çocuk görmeli. Muhakeme budur. İşte ilk yapılması gereken, bilgi vermek yerine çocuğun muhakeme gücünün gelişmesini, sağlamaktır.

 

2. Direk: Daha ziyade, öğretmeye burada başlanılmalıdır. Kültürel bir varlık olmamızda matematiğin önemi belirtilmeli. Matematik eğitimi neden önemlidir? Bu sorunun cevabını, kendi görüşlerimiz ile çocuklara sunarken, en azından önemli matematikçilerin düşüncelerini anlamaya başlamaları, sağlanmalıdır.

 

3. Direk: Üstün yeteneklileri ve Bilime kazandırılacak öğrencilere  “Matematik, bilimin kapısıdır. Bu kapıyı açmadan yürüyemezsiniz.” diye açıklanmalıdır. Böylelikle, diferansiyel matematik, cebir, geometri artık matematiğin günlük hayatta ve bilimde ne ise yarayacağını bilen bilinçli öğrenciler için, kabus olmaktan çıkacaktır.

 

Özgün Çeviri : İ. Kaya
Tükenmez Kalem (Altın Yazar) hakkında 286 makale
Bilim sever, bilim yazarı.

1 yorum

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*