Mezar Taşında Bile: Elektronun Manyetik Özelliği
1949 da bağımsız olarak çalışan 3 genç fizikçi, (Amerika Birleşik Devletleri’nden Richard Feynman ile Julian Schwinger ve Japonya’dan Shin’Ichiro Tomonaga) uzun süredir devam eden bu sorunu çözmeyi başardılar.
Olağanüstü bir başarı sergileyerek elektronun manyetik özelliği gibi şeyleri muazzam bir doğruluk ile hesaplayabildiler.
Fakat, bunu yapma yöntemleri oldukça tartışmalıydı ki bu, bugün bile fizikçileri biraz tedirgin etmektele birlikte şaşkınlık içinde bırakmaktadır.
Elektronun kütlesine ve yüküne belirli başlangıç değerlerinin (“çıplak kütle ve çıplak yük” olarak isimlendirilir) verildiği Dirac ve Maxwell denklemi ile çalışmaya başladılar. Ardından, çıplak kütle ve yük için kuantum düzeltmelerini hesapladılar. Bu kuantum düzeltmeleri sonsuz çıktı. Bu, Oppenheimer tarafından daha önce keşfedilen problemin ta kendisiydi.
Bununla birlikte, sihir tam da bu noktada devreye giriyordu.
Eğer başlangıçtaki çıplak kütlenin ve yükün aslında sonsuz olduğunu varsayarsak ve daha sonra sonsuz kuantum düzeltmelerini hesaplarsak, bu iki sonsuz sayının birbirini yok ederek, sonlu bir sonuç elde ederiz. Basitçe, sonsuz eksi sonsuz eşittir sıfır!
Bu çılgınca bir fikirdi, fakat işe yarıyordu. Elektronun manyetik alanının gücü, QED kullanılarak şaşırtıcı bir doğrulukla, yani yüz milyarda bir hassasiyetle hesaplanabildi.
Steven Weinberg buna ilişkin, “Teori ve deney arasındaki bu sayısal uyum, belki de tüm bilimlerdeki en heyecan verici uyumdur” açıklamasında bulundu. Bu, İstanbul – Berlin arasındaki mesafeyi birkaç saç teli kalınlığı hassasiyetiyle hesaplamak gibi uçuk bir ölçümdür. Schwinger bu başlarıyla o kadar gurur duyuyordu ki, mezar taşına bu sonucun sembolünün kazıtılmasını istemişti.
Yazan: Selim ÖZTEMEL
Tanrı Denklemi – Michio Kaku
Bir yanıt bırakın