Neden Her Şey Küresel?
Kütle-Çekim Kuvveti
Bu soruyu çözümleyebilmemiz için kütle-çekim kuvvetine (yer-çekim kuvveti) hakim olmamız gerekir. Hepimiz, bir fizikçi veya bir matematikçi olmadığımız için bu konudan olabildiğince genele hitap edecek şekilde bahsedeceğim. Küçük cisimler, yer çekimi kuvvetini kolayca yenebilir. Çünkü küçük yapılarda kullanılan ürünlerin (mesela bir tahta) mekanik kuvvetleri yer çekimini yener. Fakat yapı/madde büyüdükçe bu iş tersine dönmektedir. Yani kısaca; bir gökdelenin en tepesindeki beton yer çekimini güçlükle yenerken tahtadan yapılmış, tek katlı bir evin en tepesindeki tahta parçası yer çekimini kolaylıkla alt etmektedir.
Tabii ki işin içine yapıları kattığımız zaman temelinin genişliği gibi etkenleri de hesaba katmak gerekir fakat anlatmak istediğimi anlatabildiğimi umuyorum. İşte tam olarak bu nedenle Güneş ve yıldızlar, gezegenler ve Ay gibi büyük uydular küresel şekildedir. Çünkü kütle büyüdükçe kuvvet merkeze toplanır ve simetrik bir şekil meydana gelir. Fakat tüm gök cisimleri küresel değildir. Örneğin asteroitler ve Mars gezegeninin uyduları olan Phobos ve Deimos’un kürsel bir şekli mevcut değildir. Hazır Mars’ın bu 2 uydusundan bahsetmişken bunlarla ilgili kısa bilgiler vermek istiyorum;
Phobos ve Deimos
Phobos, Mars’ın 2 uydusundan en büyüdür. Kızıl gezegenin çevresinde 1 günde toplam 3 tur atmaktadır ve Phosbos’un en ilginç denebilecek özelliği ilk bakışta çizgi gibi görünen, 9.7 km’lik Stickney krateridir. Fakat Phobos’un geleceği bilim adamları tarafınca pek parlak görülmemektedir.
Phobos her geçen gün Mars’a biraz daha yaklaşmaktadır ve bu yaklaşmanın sonunda Phobos uydusu 50 milyon yıl içinde Mars’a çarparak yok olacaktır. Bunun sonucunda da Phobos’un arta kalan parçaları Mars yörüngesine saçılacak ve Mars’ı aynı Satürn gibi bir halkalı gezegene dönüştüreceği düşünülmektedir. Deimos ise kardeşine göre şekli çok daha küçük olan bir uydudur. Deimos’un yüzeyi Phobos’a göre daha pürüzsüzdür ve çarpmalar sonucu oluşan kraterlerin içerisinde uzaya kaçmamış olan lavlar bulunmaktadır
Yıldızlar ve Gezegenlerin Küresel Olma Nedenleri
Yer çekiminin yanına küçük bir bilgi de eklediğimize göre artık konumuza net bir giriş yapabiliriz. Yıldızlardan başlayalım. Yıldızlar çoğunlukla gazlardan ve tozlardan oluşur. Bundan dolayı ilk seferlerinde istedikleri şekli alabilirler fakat isteseler de istemeseler de, elinde sonunda hacim ve kütle büyüdükçe tek bir merkez etrafında toplanarak küresel bir şekil alacaktır. Aklınıza şöyle bir soru takılabilir; neden elinde sonunda küresel oluyorlar?
Şöyle düşünelim; mesela yıldızlar küresel değil de üçgen olsun, buna rağmen sonunda yine küreselleşecektir. Nedeni ise üçgen yıldızımızın kenarları temele göre daha yüksekte olacağı için temel ile kenarlar kütle-çekim kuvvetine aynı düzeyde maruz kalmayacaktır ve bu kuvvet dağılımı dengelenmeye çalışılacaktır. Bu yüzden de yıldızımız üçgen formunu koruyamayacak ve küreselleşecektir.
Peki neden küre?
Çünkü küre şekli matematikte kusursuz şekil olarak geçer. Merkezin kenarlara uzaklığı her noktada aynıdır. Bu da kütle-çekim kuvvetini her nokta için eşitler. Tabii bu olay gezegenlere kıyasla oranlarsak daha hızlı gerçekleşir. Bunun nedeni yıldızların ağırlıklı olarak gaz ve toz gibi mekanik kuvveti oldukça zayıf maddelerden meydana geldiği için daha kolay şekil almasıdır.
Bu küreselleşme prensibi gezegenlerde de aynı şekilde gerçekleşir fakat gezegenlerde yıldızlar gibi düzgün küresel şekil oluşturamaz. Bunun nedeni gezegenlerin oluştuğu maddelerin yanında dağlar gibi çıkıntıların olmasıdır. Dağların oluşumu gezegenlere kusursuz bir küresel cisim dememizi engellese de küresel cisimlerdir dememizi engelleyemez. Çünkü bu dağları bulunduğu gezegenin boyutu ile oranlarsak oldukça küçüktür (örneğin Everest Dağı Dünya’nın yaklaşık 1400’de birine denk gelmektedir.) ve bu yüzden gezegenler uzaydan küresel gözükür.
Yıldızlar ve gezegenler uzaydan ne kadar küresel gözüküyor olsa da aslında tam küresel değildir. Bu kadar küresellikten bahsedip bunları bilimsel bir şekilde açıkladıktan sonra bu sözümün ne kadar garip geldiğinin farkındayım ama coğrafya dersi iyi olanların yazının başından beri “Dünya yuvarlak değildir” deyip tırnaklarını yemesine artık bir dur demenin vakti geldi. Ne yıldızlar ne de gezegenler tam küresel değildir. Yıldızlar ve gezegenler kutuplardan basıkken ekvatorlarından şişkindir. Tabii bunun çoğunlukla gezegenlerde fark edilmesi oldukça normaldir. Bu hafif bozuk küresellik gök cisminin kendi etrafında dönme hızına oranla değişiklik gösterir. Örneğin yıldızlardan gidecek olursak; Güneş, kendi etrafında çok büyük bir hızla dönen bir gök cismi değildir.
Bu nedenle de ekvator, merkezden sadece 10km çıkıktır. Daha hızlı dönen cisimlerde bu çıkıklık daha da fazla artmaktadır. Buna da örnek vermek gerekirse şu örnek uygun olacaktır; Kartal Takım Yıldızı’nın en parlak üyesi olan Altair çok hızlı bir şekilde döndüğü için belirgin olarak oval şekildedir. Tabii ki biz uzaydan baktığımızda bu yıldızı küresel görürüz. Bu yıldızın kutuplardaki yarıçapı Güneş’in 1.63 katı, ekvatorda ise 2.03 katıdır.
Yazan: Emir Tarık DAŞTAN
Kaynak**
Kaynak***
Bir yanıt bırakın