Paralel Evrenler ve Edward Witten
Bu yazımızda paralel evrenler ya da çoklu evrenleri sizlere anlatacağız.
Çoklu evrenler veya multivers; birbirinden bağımsız, farklı ve hiçbir şekilde birbiriyle etkileşime girmeyen gözlemlenebilir evrenlerin toplam hipotezidir.
Paralel evrenin fikir babası Einstein gibi gözükse de paralel evrenler tanımı ilk kez Amerikalı fizikçi Hugh Everett tarafından ortaya koydu.
1954 yılında, Princeton Üniversitesi doktora adayı olan genç Hugh un aklına radikal bir fikir geldi: Tam olarak bizim evrenimize benzeyen başka evrenler de var olabilir. Yani birden fazla bizim evrenimize benzeyen evrenler ama olaylar farklı gelişmiş olabilir.
Örneğin; 2. Dünya savaşını Naziler kazanmış tek tip bir dünyanın olduğu, ya da insanlar savaşmayı bırakmış ve silah yerine bilime harcamalarını yapmış gelişmiş bir dünyanın olduğu evren.
Sonsuz sayıda çok seçeneğin olduğu evrenler toplamında sonsuz sizden olabilir. Bir evrende doktorsunuzdur hayat kurtarıyorsunuzdur. Bir evrende kurtarılan hastasınızdır.
Bir evrende çok zengin birisinizdir diğer evrende ise açlıktan ölmek üzere.
Gerçekten Bu Evrenler Varsa Neden Göremiyoruz?
Çünkü farklı boyutlarda olduğu düşünülüyor. Bunu ispatlanın yegâne yolu da farklı boyutların olup olmadığını keşfetmekte yatıyor.
4 Tip Paralel Evren Modeli Var.
Seviye 1 Paralel Evren
– Bunlardan Birincisi bizimle aynı uzayda olmasına rağmen çok uzakta olduğundan görünmeyen bir paralel evren modelidir. (Seviye 1 paralel evren)
Bu fikir evreni sonsuz ve düz olduğuna dayanır. Bigbang olduğunda şişme teorisi ile evrenimizin bir anda çok çabuk büyümesi evrenin sonsuz olduğuna dayandırılıyor. Bu sonsuz evrende her şeyin kopyası vardır. Matematiksel olasılıklar ile uzantısal bu evrende hepimizin farklı bir kopyası farklı hayatlar sürüyordur. Toplamda fiziksel olabilen tüm olasılıklar gerçekleşiyor demektir.
Sevdiğiniz kişiyle mutlu bir hayat geçirdiğiniz, tutuğunuz takımın ligi domine ettiği, Türkiye’nin aydın, çağdaş ve süper güç haline gelmiş olduğu bir evren.
Seviye 2 Paralel Evren
– İkincisi devasa bir denizdeki her köpüğün bir evren olduğu model. (Seviye 2 paralel evren)
Her bir köpük bağımsız bir evren. Bu evren modelinde hiper uzay içinde yüzen köpükler çarptığında yeni köpükler yani yeni evrenler oluşturuyor. Bu da Büyük Patlamayı açıklıyor.
Seviye 3 Paralel Evren
– Üçüncü olan bir diğer modeldeyse bizim evren ile aynı uzay zamanı kullanıyor fakat farklı boyutlarda olduğu için etkileşim yaratmıyordur. (Seviye 3 parelel evren)
Burada da sicim teorisi ya da Zar teorisi devreye giriyor. Maddelerin yapı taşlarının katı yapıda olmadığını titreşen enerjiler olduğunu iddia ediyor. Daha sonraki bölümlerimizde de isteğiniz doğrultusunda sicim teorisini daha geniş inceleriz.
Bu modelde evrenimiz bu zarın içinde ve başka boyutlarla bu zarlar birbirine bağlı. Hiper uzay içinde çarşaf gibi salınan tam anlamıyla paralel evrenler. Bu zarlar çok çok küçük bir anda birbirine çarptı ve Büyük Patlama oldu.
Anlayabilmeniz kolaylaştırmak için şöyle örneklendirelim;
Biz gemi üzerinde giden yolcularız ve deniz üstü bizim evrenimiz ama aşağıda balıkların da yaşadığı başka bir evren var ve sadece yüzeyle ayrılmış durumdalar. Dipteki balıklar bizden bihaber bizde onlardan.
Bu nedenle her kopya evren (seviye 1 ve seviye 2) ve kopyamız aynı zamanı ve uzayı kullanıyor fakat farklı boyutlarda olduğu için birbirini etkilemiyor.
Kuantumda elektronlar kayboluyor ve farklı bir yerde yeniden ortaya çıkıyor. ve birden fazla bir yerde bulunabiliyor. Bunu da açıklayan Heisenberg belirsizlik ilkesi.
Seviye 4 Paralel Evren
Sonuncu ve dördüncü model ise fizik kurallarının bile farklı olduğu acayip evrenler modeli (Seviye 4 paralel evren)
Bu evren modelinde zarların çarpışmasında oluşan evrende farklı fizik yasaları olabilir.
Tabi böyle bir durumda ne yıldızlar ne gezegenler oluşur.
Örneğin elmayı atığınızda o evrende yer çekimi kuralı yoka yere düşmez.
Peki, bu deli saçması gibi gelen fikirlerin bir dayanağı var mı yoksa bu fizikçiler delirdi mi?
Evet, kabul bazıları Çılgın Fizikçiler ama bu fikirlerin sağlam bir dayanağı var.
Mikroskobik ölçeklerde ki Kuantum fiziği anlamak ve 4 tip paralel evrene dahil ipucu bulmak için parçacık hızlandırıcıda deneyler yapılıyor. Yerçekimi kuvvet taşıyıcısı Graviton bulamaya çalışıyorlar ve bunun diğer evrenlere geçirilebileceğini düşünüyorlar. Başarılı olursa başka evrene mikroskobik bir parça geçirilebileceğini yani bir paralel evren olduğu da kanıtlanacak.
İleride bizde solucan delikleri ile bu paralel evrenlere geçebileceğimiz düşünülüyor. İlk olarak Nathan Rosen ve Einstein ile ortaya atılmış Einstein-Rosen köprüsü fikri gelişerek günceliğini koruyor.
Edward Witten
Edward Witten 26 Ağustos 1951 abd de kütleçekimi ve genel görelilik alanlarında uzman olan fizikçi Louis Witten’ın oğlu olarak doğdu. Lisans derecesini Brandels Üniversitesi’nden tarih alanında aldı. Gazeteci olmak istedi ve The New Repuclic ve The Nation gazetelerinde makalelerini yayımladı.
Witten teorik fiziğe geniş katkılar yapmıştır. Kuantum alan teorisi ve sicim teorisi üzerine ve topoloji ve geometrinin bağlantılı alanlarında çalışmalarına devam etmektedir. Yaptığı katkıların bazıları şöyledir: Genel görelilikte pozitif enerji teoreminin spinorları içeren basitleştirilmiş bir kanıtı, süpersimetriyi Morse teorisiyle birleştiren çalışması, topolojik kuantum alan teorisi’ne başlangıcı ve bununla bağlantılı olarak ayna simetrisi ve süpersimetrik gauge teorileri, ve M-teorisinin varlığı hakkındaki varsayımı. Witten 1990’da Uluslararası Matematik Birliği tarafından Fields Madalyası’yla ödüllendirildi ve bu ödülü alan ilk fizikçi oldu.
1995’te, Güney Kaliforniya Üniversitesi’ndeki bir konferansta M-teorisinin varlığını ileri sürdü ve M-teorisini daha önce gözlenen birtakım ikilikleri açıklamak için kullanması sicim teorisi’nde ikinci süpersicim devrimi olarak adlandırılan yeni bir araştırmayı harekete geçirdi.
Priceton kentinde bulunan İleri Araştımalar Enstitüsü’nde Matematiksel Fizik profesörü olarak çalışmalarına devam etmektedir.
Kaynak: “Merak Ettikleriniz #4 / Paralel Evrenler / Edward Witten” Bölümünden esinlenerek yazılmıştır.
Yazan: Selim ÖZTEMEL
Video:
Gerçekten de o kadar güzel bir anlatım söz konusu ki anlatılan şeyleri rahatlıkla kavrayıp onların içine dakikalar ile sınırlı olsa da bir yolculuk yapıyoruz. Teşekkürler ÇılgınFizikçilerveBilim