Tam 32 Yıl Süren Deprem
Dünyanın en uzun süren depremi açıklandı: Tam 32 yıl. Şimdiye kadar kaydedilen en uzun deprem, 1861’de bir felaketle sonuçlandı.
1861 yılında Endonezya’nın Sumatra Adası’nda yaşanan 8,5 büyüklüğündeki deprem; arazinin sarsılmasına, yakındaki kıyıların çökmesine ve binlerce insanın ölümüne neden olan bir tsunamiye de sebep olmuştu. Ayrıca bu deprem bölge coğrafyasını da değiştirdi. Ancak son araştırmalar, bu dev depremin 32 yıl önce başlamış olabileceğini ortaya koydu.
1861’deki bu depremin aslında 32 yıl önce başladığı keşfedildi.
Bu bölgede, Avustralya tektonik plakası Sunda plakasının altına dalar, ancak doğrudan Endonezya adalarının bir yayının altındaki bir bölge boyunca sıkışıp kalır. Plakalar çarpışırken, alçalan levhada deniz seviyesi yükselirken diğer levhada durum tam tersi olur. Yavaş kayma olayı olarak bilinen bu tür depremlerin günler, aylar veya yıllar içinde ortaya çıktığı bilinmektedir. Ancak bu deprem, şu ana kadar bilinen bu yavaş depremlerden iki kat daha uzun sürmüş.
160 yıl önceki depremin izleri mercanlar sayesinde tespit edildi.
Parmağa benzeyen “Poritler” gibi bazı mercan türleri, su yüzeyinin hemen altında kalana kadar dışa ve yukarı doğru büyürler.
Su yükselirse, mercan hızla tekrar yukarı doğru çıkar. Su seviyesi azalırsa, havaya maruz kalan mercanlar ölür ve suda kalan kısım dışa doğru büyümeye devam eder. Bu mercanlar, koloniler halinde biriktiğinden, bilim adamları, zaman içinde su seviyesi değişikliklerini haritalamak için mercanları kullandılar.
Singapur’daki Nanyang Teknoloji Üniversitesi’nde jeolog olan Meltzner, her yıl Sumatra çevresindeki mercanları inceledi. 2015 yılında yaptığı bir çalışmada, o ve meslektaşları , 1861’deki dev depreme yol açan kara hareketlerindeki ani değişimi belgelediler.
2016 yılında Nanyang Teknoloji Üniversitesi’nden Mallick, mercan verilerine yeni bir bakış açısı geliştirdi. Araştırmacılar, deprem bölgesindeki fay hatlarındaki sıvıların hareketini modelleyerek, hızlı değişimin, yavaş hareket eden bir depremin başlangıcı: plakalar arası gerilmenin serbest kalmasından kaynaklandığını buldular.
Eğer yavaş kayma hareketleri tespit edilirse, yaşanacak depremler tahmin edilebilir.
Yavaş kayma hareketli depremler ancak 1990’ların sonlarından bu yana, ilk olarak Kuzey Amerika’nın Kuzeybatı Pasifik’inde ve Japonya kıyılarındaki Nankai bölgesinde görüldüklerinden beri tanınmaktadır. Bu enerji boşalmaları, yüzeyde ince kaymalara neden oldukları anlamına geliyor. Bu nedenle GPS teknolojisi bu tür küçük değişiklikleri algılayacak kadar gelişene kadar keşfedilmediler .
Ancak geleneksel GPS teknolojisi sudan çok uzağa sızmadığı için deniz tabanında işe yaramıyor. Bu nedenle daha gelişmiş sismik teknolojilerin geliştirilmesi ve sürekli ölçüm yapılması gerekiyor. Uzmanlara göre bu ölçümler, belki de yıllar sonra gerçekleşecek bir depremin ilk sinyallerini sunabilir.
Yazan: Bilge KAPLAN
Kaynak**
Bir yanıt bırakın