Taş Devrine Ait Bir Objeden İlk Kez DNA Yalıtıldı
20 bin yıllık kalıtım, geyik dişinden yapılmış kolye ucunu taşıyan kişiyi hakkında bilgiler sunuyor.
DNA analizleri artık arkeolojide ve antropolojide standart prosedür haline geldi. İskeletlerden ve dişlerden yalıtılan kalıtım, yüz yıllar hatta bin yıllar önce ölen insanlanın kökeni ve aile bağları hakkında bilgiler sunuyor. DNA analizi insanlik tarihini aydınlatmaya, göçleri anlamaya, hastalıkları ve ölüm nedenlerinin açıklanmasına da yardımcı olmaktadır. Ama aletler veya objeler de insan DNA’sına ait izler taşıyabilirler, özellikle de ciltle çok fazla temas etmiş olanlar. Cilde temas ile geçen DNA izleri örneğin bir takının kim tarafından taşındığı ya da bir aleti kimin kullandığı ya da ürettiğini açıklayabilirler.
Leiden Üniversitesi’nden Marie Soressi ve Max Planck Enstitüsü’nden Elena Essel, arkeolojik eserlerdeki en küçük DNA izlerini bile bozmadan yalıtmaya izin veren bir yöntem buldular. Sodyum fosfat solüsyonunda gerçekleştirilen “yıkama” taş devri nesnelerindeki DNA kalıntılarının yalıtımasına izin veriyor. Kemik ve hayvan dişlerinden oluşan nesneler 21 lla 90 derecelik solüsyonlara artarda daldırılıp çıkarılıyor. Bu “yıkama” süreci aranan DNA’yı sunarken, nesneler zarar görmüyor. İlk testte bilim insanları, Bulgaristan’daki Bacho Kiro mağarasındaki hayvan dişinden üretilmiş 3 kolye ucunu bu yöntemle işlemden geçirmişler. Bu ekstraksiyon nesnelere yapışmış bir tortul parçasındaki küçük DNA izlerini açıklamaya yardımcı olduysa da kolye ucundaki DNA’nın yalıtılması mümkün olmamıştır. Fakat ekip şimdi, 2019 yılında Rusya’daki Denisova mağarasında bulunan ve geyik dişinden üretilmiş bir kolye ucundan başarılı bir sonuç elde etti. DNA yalıtımı sadece dişin ait olduğu Wapiti geyiğinin kalıtımını değil, aynı zamanda daha büyük miktarlarda insan DNA’sını sunmuş.
Bilim insanları, kolye ucunun üzerinden çıkarabildiğimiz insan DNA’sı gerçekten de olağanüstü, neredeyse bir insan dişinden alınan örnekteki kadar diyor. Kolye ucundaki DNA, bu takıyı üreten ya da boynunda taşıyan kişiye ait. Kromozom sayısı takıyı taşıyanın kadın olduğunu gösteriyor. Mitokondriyal kalıtıma göre bu kişi 20 bin yıl kadar önce Güneydoğu Sibirya’da yaşayan insanlarla yakından ilişkiliydi. Birkaç yıl önceki DNA karşılaştırmalarına göre Kuzey Amerika’ya ilk göç edenler insanlar da bu popülasyondan olabilir. Araştırma ekibine göre yeni yalıtım yöntemi eski DNA araştırmaları için yeni bir başlangıç sayılabilir olduğunu belirtiyorlar.
Yazan: Selim ÖZTEMEL
Ancient human DNA recovered from a Palaeolithic pendant, Nature, 3.05.2023.
Bir yanıt bırakın