Toprağın Likit Altını
“Zeytinyağlı yiyemem aman basmada fistan giyemem aman …”
Son yıllarda bir hayli fazla tüketilen zeytinyağını kronik hastalıklar, kanser ve birçok hastalıkta ilaç olarak ön planda görüyoruz. Zeytinyağının antioksidan, antienflamatuvar, antiatherojenik, anti-ülser, antimikrobiyal, sinir sistemini koruyucu, deriyi koruyucu ve yaşlanmaya karşı etkileri bulunmaktadır. Ayrıca içeriği itibariyle tekli doymamış yağ asitleri yüksek oranda olmasıyla beraber kalsiyum, fosfor, potasyum, kükürt, magnezyum, demir, bakır, E-vitamini gibi sağlık için gerekli pek çok içeriğe sahiptir. Amerikan Gıda ve İlaç İdaresi (FDA)nin araştırmalarına göre günde içilen iki yemek kaşığı zeytinyağının koroner kalp hastalık riskini azalttığı belirtilmiştir.
Ülkemizde çoğunlukla Akdeniz bölgesinde tüketilen zeytinyağı Balıkesir bölgesinde de bir hayli yoğunlukta bulunmaktadır. Gittiğim zeytinyağı fabrika satış mağazasında zeytinyağının sadece iki türü olmadığını; tat, koku, asit oranı ve elde edilme şekline göre zeytinyağının pek çok çeşidi bulunduğunu ve zeytinyağlarının çeşit olarak farklı dallara dağılmakta olduğunu satış sorumlusu Elif Atayer hanımdan öğrendim. Böylece bu yazıda zeytinyağının elde edilme yöntemi ve zamanına göre çeşitlerinin neler olduğunu inceleyeceğiz.
Erken Hasat Zeytinyağı
Bölgelere göre farklılık gösteren hasat tarihleri, genel olarak ekim ve mart ayı aralığında gerçekleşir. Zeytinin mora ve ardından siyaha dönmeden daha yeşil halindeyken erken hasat yapılır ve zeytin daha olgunlaşmamışken toplanıp sıkılan bu zeytinyağına erken hasat zeytinyağı denir. Yoğun ve keskin bir tada sahip olduğundan salatalar için uygundur.
Soğuk Sıkım Zeytinyağı
Zeytinin sahip olduğu neredeyse en taze hali soğuk sıkım zeytinyağında karşımıza çıkıyor. Sıcaklığı 27 derece civarında gerçekleşen soğuk sıkım zeytinyağının ismi buradan gelmektedir. Daha çok meyvemsi bir aromaya sahiptir.
Taş Baskı Zeytinyağı
Geleneksel bir yöntem olan Taş baskı geçmişte zeytinyağı eldesinde kullanılmakta olan başlıca yöntemdi fakat zamanla fabrikalaşma ile taş baskı zeytinyağının eldesi azalmış böylece nadir bulunmaya başlanmıştır. Bu işlem ise taş aracılığıyla zeytinin ezilmesi ve suyunun çıkarılmasıyla gerçekleşmektedir. Türkiye’de bilinen bu işlemi yapmakta olan iki farklı fabrika mevcuttur.
Taş baskı sonrası zeytinler zeytin sütü olarak adlandırılan zeytinyağı olur. Asit oranı düşük olduğundan yumuşak bir içim kalitesi sunan zeytin sütü daha çok bebeklerin gaz çıkarmasını kolaylaştırdığı için tercih edilmektedir.
Her farklı alan için özelleştirildiğinde çeşitleri ve daha önce bilmediğimiz bilgilerle karşılaşmaktayız. Toprağın neredeyse en değerli ağaçlarından biri olduğundan zeytinyağı için toprağın likit altını diyebiliriz.
…”Zeytinyağsız yiyemem aman”…
Yazan: Beyza ÖZKUNDAKCI
Kaynak**
Bir yanıt bırakın