Tükürükteki Ağrı Kesici ve Antidepresan
İnsanın acı, ağrı ile olan mücadelesinde en büyük yardımcılar (!) şüphesiz ki ağrı kesicilerdir. Her şeyin doğalının yapılmaya çalışıldığı bu dönemde ağrı kesicilerinde doğalı olabilir mi? Ağrı ile paralel olarak birçok kişinin mustarip olduğu depresif sıkıntılar için de doğal temelli bir antidepresan mevcut olabilir mi? İnsan vücudunun minik bir kısmını oluşturan ağzı, mercek altına aldığımızda bu konularda olasılıkların var olduğunu görüyoruz.
2006 yılında Paris’te Institut Pasteur araştırma merkezinde, Catherina Rougeot’un liderliğinde çalışan bir grup bilim insanın keşfettiği madde ağzımızın içinde, devamlı bulunan bir ağrı kesici ve antidepresan özellikli.
Fareler üzerinde yapılan araştırmalarda sialorphin adlı ağrı kesici özelliği olan bir madenin keşfedilmesi üzerine insanlar üzerinde de araştırmalar yapıldı. Bir grup insandan tükürük örnekleri alındı. Ardından numuneler incelendiğinde sialorphin benzeri bir madde ile karşılaştılar: Opiorfin.
Opiorfin maddesi incelendiğinde görüldü ki morfinden çok daha fazla (3 ila 6 kat) etkili bir ağrı kesici. Her ağrı kesici maddenin yan etkisinin olduğu, fayda isterken birçok zararının da olduğu bariz bir gerçektir. Opiorfin maddesi bu yönde de umut veriyor; yan etki düzeyi oldukça düşük.
Bilindiği üzere ağrı ile depresif bozukluklar arasında sıkı bir ilişki vardır. Bazı durumlarda depresif bozukluklar ağrı duyarlılığını artırırken, bazı durumlarda da ağrı duyarlılığının artması sebebi ile depresif bozukluklar meydana gelmektedir. Bu ilişki ışığında bakıldığında, opiorfin maddesi ağrı kesici etkisinin yanında antidepresan etkisi de mevcuttur. Bazı karşılaştırmalarda da gösterilmiştir ki, depresif bozukluklarda, opiorfin maddesi piyasada bulunan bazı antidepresan ilaçlardan daha fazla etkiye sahiptir. Ayrıca antidepresan ilaçların eleştirişmesine sebep olan bağımlılık potansiyeli, bu maddede oldukça düşüktür.
Catherina Rougeot, 2014 yılından bu yana opiorfin temelli bir ağrı kesici ilaç üretimi için birçok grup ile çalışmalar yapmıştır. 2018 yılına gelindiğinde opiorfin STR-324’ün birinci aşama klinik denemsinin yapıldığı duyuruldu. Sağlıklı insanlar üzerinde yapılan bu denemede opiorfin temelli ilacın tolere edilebilirliği, güvenliği, farmakokinetiği vs. gibi ölçütlerinin değerlendirilmesi amaçlanmaktadır.
Son bilgilere göre çalışmalar Hollanda’nın Leiden kentindeki İnsan Uyuşturucu Araştırma Merkezi’nde (CHDR) yürütülüyor ve Dr. Geert Jan Groeneveld tarafından yönetiliyor.
Catherine Rougeot, “Bu keşiften bu yana geçen uzun yolun ardından, hastalara alternatif bir ağrı yönetimi seçeneği sunması muhtemel bir ilacın geliştirilmesine yol açacak olan bu sonuçtan çok memnunum” diyor.
Yazan: Nazlıcan İLHAN
Kaynak**
Kaynak***
Kaynak****
Kaynak*****
Bir yanıt bırakın