Yanlışı İspatlamak: Siyah Kuğular

Yanlışı ispatlamak: Siyah Kuğular

Nobel ödüllü matematikçi ve felsefeci Bartrand Russell, insanlığın tüm bilgi birikiminin yegane kaynağının bilim olduğunu şu sözüyle belirtmiştir. “ İnsanlığın bildiği ve ona bilim tarafından bildirilmemiş olan hiçbir şey yoktur.” Bilim dışında bilgi için hiçbir kaynak yoktur. Aksini iddia edenler tarihtede hep gördüğümüz gibi yanılmışlardır. Tarih tarihe gömülmüş dinler ve mitolojilerle doludur.  Mitoloji gibi falcılık, büyü, kehanet, astroloji, gibi “sahte bilimler” insanlara bilim ya da  bilgi olarak sundukları her daim palavradan ileri gidememiştir. Bu yöntem ile bilgi üretilebileceğini yahut bilgeliğe erişilebileceğini söyleyen insanlar ya saf inanış içerisindedir ya da düpedüz sahtekardır.

Peki bilgiye ulaşmanın yegane yolu bilimse, bilim nedir?

Bilim: tıbbi kaynaklarla insanları iyileştiren, bebek ölümünü azaltan, toplumu bağnazlıktan ve örümcek kafalardan kurtarıp aydınlanmanın önünü açan, bilginin oluşumunu, korunmasını ve iletişim araçlarıyla aktarımını sağlayan, doğa ile mücadelede bize avantaj sağlayan ve en önemlisi ne olduğumuzu, evrenin ne olduğunu, evrenin sınırlarını vb. soruları cevaplayan ve yanlışlanabilen bir kuramsal sistemdir.

Bu sistemin en önemli özelliği ise yanlışlanabilirliğe açık olmasıdır. Çünkü bir ifadenin doğruluğu asla ispat edilemez. İstediğiniz kadar doğruluğunu ispat edin yine de elde edilen veriler kadar ispatlanmış olur. Bu yüzden bir ifadenin yanlışlığının ispatlanmamış olması ve aynı zamanda yanlışlanabilir özellikte olması onun doğruluğunu gösterir. Örneğin evrim kuramı 160 yıldır sınanıyor ve her testen de başarılı oluyor. Sınanabilir olması ve her testen başarıyla geçmesi bize bu kuramın doğru olduğunu gösteriyor. Ta ki bir sınavdan çakıncaya kadar. İşte o zaman bu problemi açıklayan daha iyi bir kuram geliştirmek zorunda kalırız.

Bu olayı daha iyi anlamak için Russell verdiği örnekle açıklayalım. Örneğin “Bütün kuğular beyazdır” ifademiz olsun. Bu ifade sınanabilir bir ifadedir. Bu yüzden teste sokabiliriz. Bu ifadenin doğruluğu ispat edilemez. Çünkü dünyadaki bütün kuğular yaşayan ve ölmüş olan hepsine bakmamız imkansızdır. En azından ölmüş eski kuşların hepsinin fosilleri kalmış varsaysak bile derileri çürümüş olduğundan bir sonuca varamayız. Ama aksine bir tane siyah kuğu bulursak ifade yanlışlanmış ve geçerliliği artık kalmamış olacak. Nitekim de öle oldu 18. yüzyılda Avustralyanın batı kıyısında siyah kuğular bulundu.

Yanlışı ispatlamak: Siyah Kuğular

Bu yanlışlama kısa sürede de olabilir bazen çok uzun süreler de alabilir. Isaac Newton yer çekimini bulduğunda herkesin bunun o kadar doğru olduğuna inandı ki aksini düşünmek delilik olurdu. Hatta İngiliz şairi Alexander Pope, Newton’un başarısından o denli etkilenmişti ki, şöyle yazmıştı:

Doğa ve doğanın yasaları gecede saklıydı, Tanrı Newton’a “ol” dedi ve her şey aydınlandı.

200 yılı aşkın yanlışlanamayan bu doğru iyice kökleşmişti. Ancak yer çekiminin bu denli büyük zaferinin doğru olmadığını ve Doğanın Newton’un dediği gibi çalışmadığını 26 yaşında patent memuru bir genç gösterdi. Atıfsız bir makale yayınlayan bu genç dünyanın o güne kadar gerçek doğru dediği fikri bir anda sarstı. Artık yeni ve daha gelişmiş bir doğru vardı. Albert Einstein’ın Göreliliği.

Bilimin en güzel yanlarından biri olan yanlışlama, doğru sandığımız bir şeyin öyle olmadığını doğa tarafından bize gösterilmesi sonucu olur. Bilim bu şekilde ilerler. Bilgi bu şekilde birikir. Bilgeliğe yalnız bu şekilde ulaşılır. Aksi taktirde büyüler yüzünden hastalıkların çıktığına, dünyanın düz olduğunu veya felaketlerin Zeus tarafından geldiğine sanırdık.

Bu yüzden bilim palavra kaldırmaz, aksine sahtekarların ipini pazara çıkarır.

Yazan: Selim ÖZTEMEL

Kaynak*

Kaynak**

YouTube Kanalımız

Selim Öztemel (Platin Yazar) hakkında 1493 makale
Çılgın Fizikçiler ve Bilim İnsanları kurucusu, yazarı, YouTube kanalı editörü.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*