Yarasalarda Sonar Sistemi
Yarasanın 200 cins ve 17 familya içinde 900 – 1000 türü vardır. Kanatları açık durumdaki boyları 5 cm’den 150 cm’ye kadar değişebilir. Dünyanın her bölgesinde yaşarlar: Yarasalar çok miktarda böcek tükettikleri için, dünyanın dengesi açısından büyük önem taşırlar.
Yarasaların bir sorunu var: Karanlıkta yol bulmak. Yarasalar geceleri avlanır, avlarını bulmada ve engellerden kaçınmada kendilerine yardımcı olmak üzere ışığı kullanmazlar. Bu sorunu yarasaların kendi kendilerine yarattıklarını ve alışkanlıklarını değiştirip gündüz avlanmakla sorunun ortadan kaldırılabileceğini söyleyebilirsiniz. Fakat gündüz işleyen ekonomi başka yaratıklar, örneğin kuşlar tarafından yoğun olarak kullanılmaktadır.
Gece çalışarak yaşamı sürdürmek mümkün olduğundan ve gündüz işleri tümüyle dolu olduğundan doğal seçilim, geceleri avlanma işine çıkan yarasaların lehine işlemiştir. Ayrıca, yaşamını geceleri kazanma alışkanlığının biz de dahil, tüm memelilerin geçmişinde var olma olasılığı yüksek. Gündüz işleyen ekonomide dinozorların egemen olduğu o eski zamanlarda, atalarımız büyük olasılıkla geceleri avlanmanın bir yolunu bulduklarından hayatta kalabildiler. Ancak dinozorların 65 milyon yıl öne kitle halinde yok olmalarından sonra, atalarımızın büyük bir kısmı gün ışığına çıkabilmeye başlamıştır.
Yarasaların ışığı kullanmadan yollarını bulabilme ve bu güçlüğü aşabilme sorunu, aynı şeklide geceleri uçan avcı böceklerin de sorunudur. Derin denizlerdeki balıklar ve balinalar gündüz de gece de ışığı çok az görebilir ya da hiç göremez, çünkü güneşin ışınları derinlere sızamaz. Çok çamurlu sularda yaşayan balıklar ve yunuslar, ışık olmasına karşın, bu ışık sudaki pislikler tarafından engellendiği ve saçıldığı için göremez. Günümüz hayvanlarının birçoğu, görmenin zor ya da olanaksız olduğu koşullarda yaşar. Derin deniz balıkları dışında, insandan başka hiçbir hayvan yolunu bulmak için ışık üretmez.
Yarasalardan hepsi birbirine benzermişcesine söz etmek bizi yanlışlığa sürükleyebilir. Dünya meyve yarasalarının görme duyuları iyidir ve çoğu yollarını bulmak için yalnızca gözlerini kullanır. Rousettus türü yarasalar ise, uçarken dilini şaklatarak yüksek ve ritmik bir ses çıkartır ve her şaklama sesi ile yankısı arasındaki süreyi ölçerek rotasını çizer.
Sonar ( Yankı ile ses saptama ) yönetimin kullanan yarasalar, Rousettus`un tersine, çok gelişmiş yankı-makineleridir. Çoğu kez, bu küçük yarasaların, büyük olasılıkla pek iyi göremeyen, ufak gözleri vardır. Yankılar dünyasında yaşarlar ve bizim gözümüzde canlandırabilmemiz olanaksız olsa da, beyinleri yankıları kullanarak imgeleri görür.
Ürettikleri ses de, en tiz notadan daha tizdir. Bu sesleri duymadığımız için şanslıyız çünkü müthiş güçlüdürler. Eğer duysaydık, yarasalar bizi sağır edebilecek bir gürültü çıkarıyor olurlardı ve geceleri uyumak mümkün olmazdı. Nasıl ki biz gözlerimizi açık tuttuğumuz sürece görsel imgelerimiz güncelleniyor ise yarasanın içinde gezindiği dünyanın imgesi de saniyede on kez güncelleşmektedir.
Yarasaların çığlıkları çok şiddetlidir ve yarasaların kulakları da çok duyarlıdır. Kendi çıkardığı sesten ya da topluluktaki yarasaların çıkardıkları sesten zarar görmesi tehlikesine karşı yarasalar, radarlarda ki sistemin aynısı olan “alıcı/verici ” açma-kapama teknolojisini çok çok uzun zaman önce geliştirdiler. Büyük olasılıkla atalarımız daha ağaçlardan inmeden milyonlarca yıl önce. Bu teknoloji şöyle çalışıyor ; Yarasaların kulaklarında, tıpkı bizimkilerde olduğu gibi, şekillerinden dolayı örs, çekiç, üzengi diye adlandırılan üç ufak kemik, sesi kulak zarından mikrofonik, sese duyarlı hücrelere taşır. Bazı yarasalarda üzengiye ve çekice bağlı gelişkin kaslar bulunmaktadır. Bu kaslar büzüldüğünde, sesi iyi iletemez.
İşte yarasa da kulaklarını geçici olarak devreden çıkarmak için bu kasları kullanır. Yarasa her çıkış atımından hemen önce bu kasları kasarak kulaklarını kapatır ve böylece yüksek atımın vereceği zararı önler. Bundan sonra kaslar gevşer ve kulak geri dönen yankıyı yakalamak üzere yüksek duyarlığını tekrar kazanır. Bazı yarasa türlerinde bu açma-kapama başarısı saniyede 50 kereye ulaşır.
Bir yanıt bırakın