Yıldızların Yaşamı

Yıldızların Yaşamı

Evrendeki en büyüleyici yapılardan biri kuşkusuz ki yıldızlardır. Hem evrenin yapısındaki önemli yerleri hem de adeta bir görsel şölen olmalarıyla üstünde saatlerce konuşulabilecek, sayfalar dolusu yazılar yazılabilecek cisimler olan yıldızların bu yazımızda sadece yaşam döngülerine değineceğiz.

Tıpkı evrendeki diğer şeyler gibi yıldızlar da sonsuza kadar yaşayamazlar. Bir insan gibi  doğar, büyür, ölür; çeşitli evrelerden geçerler. İnsanların ömürlerini genel olarak yaşam ve beslenme tarzlarının belirlediği gibi yıldızların ömürlerini etkileyen en önemli faktör de kütleleridir. Yıldızların yaşam ve ölümleri kütlelerine göre birbirinden farklılaşır. Doğumuyla, ölümüyle yaşamının her aşaması büyüleyici güzellikte olan evrenimizin fenerleri; yıldızların hayatını gelin baştan sona birlikte inceleyelim.

Bir Yıldızın Doğumu

Uzayda devasa boyutlarda toz ve gazlardan oluşan bulutlar bulunmaktadır. Bu bulutlar tıpkı yıldız doğumhaneleri gibidir. Zamanla bu bulutlar kütleçekimin de etkisiyle bir araya toplanır, yoğunlaşır ve ısınırlar. Oluşan bu yapı gittikçe yoğunlaşarak ve ısınarak birbiriyle kaynaşır ve ortak bir yapı oluşmaya başlar. Bu yapının merkezindeki sıcaklık 2000 kelvini aştığı zaman hidrojen molekülleri atomlara ayrışmaya başlar. Daha sonra hidrojen ve helyum atomları iyonlaşır. Böylece bir önyıldız oluşmuş olur. Önyıldız zaman içinde ısınmaya devam eder. Merkez yeterli sıcaklığa ulaştığında ise çekirdek tepkimeleri başlar ve yıldız oluşmuş olur. Yıldızların enerji kaynağı da budur. Yıldızlar ilk başta merkezlerindeki hidrojen atomlarını yakarak helyuma çevirir ve bu sayede enerji üretirler, etraflarına ısı ve ışık yayarlar.

“Hepimiz Yıldız Tozuyuz”

Yıldızların nasıl oluştuklarını öğrendik. Peki biz insanlık için bu yıldızlar ne ifade ediyor, neden bu kadar önemliler? Bir de buna değinelim. Biz insanlar için yerlerine gelmeden önce yıldızların en önemli özelliklerinden birini eklemeyi unutmayalım. Yıldızlar, evrenimizdeki elementlerin üretildiği yerlerdir. Onlar olmadan hidrojen füzyon yoluyla diğer elementlere dönüşemez, gezegenler, bizler, neredeyse hiçbir şey oluşamazdı.

Gelelim yıldızların bizler için neler ifade ettiğine. İnsan ırkının en önemli özelliği meraklı olmasıdır. Çok eski zamanlardan beri göklere bakan insanoğlu her zaman sorular sormuş, merak etmiş ayrıca bu güzellik karşısında adeta büyülenmiştir. Eskiden insanlar geceleri yönlerini yıldızlar sayesinde bulur, takvimlerini onlara bakarak hazırlar, ekinlerini yıldızların durumuna göre ekerlerdi. Bu insanların tüm yaşamı yıldızlar üzerine kurulu olduğundan en eski bilimlerden biri de astronomidir. Şu büyüleyici gerçeğe de değinmeden geçmeyelim, Carl Sagan`ın da dediği gibi “Hepimiz yıldız tozuyuz.” çünkü vücudumuzdaki elementlerin büyük bir kısmı patlayan yıldızlardan gelmekte. Ayrıca Dünya`da yaşamın kaynağı olan, bizim de hayatımızı borçlu olduğumuz yıldızımız güneşi de unutmamak gerek. Kim bilir bizimki gibi dünyalara yaşam veren kaç tane yıldız vardır. Tabii geceleri gökyüzünde yıldızları izleyerek hayaller kurmanın verdiği keyfi de unutmamak gerek…

Kütlelerine Göre Yıldızlar ve Ölümleri

Daha önce de belirttiğimiz gibi bir yıldızın yaşamındaki en önemli faktör kütlesidir. Yıldızların kütlesi arttıkça ömürleri kısalır ve ölüm şekilleri değişir. Yıldızlar yakıt olarak helyum kullanırlar. Fakat bu yakıtları sınırsız değildir. Yakıt azaldıkça yıldız ölüme daha da yaklaşır. Peki yakıt bittiğinde ne mi olur? Gelin beraber kütlelerine göre yıldızların ölüm şekillerini inceleyelim.

Yıldızların Yaşamı: Beyaz Cüce
Beyaz Cüceler

Güneşe benzer kütlede, çok da büyük olmayan yıldızlar yaşamlarını beyaz cüce olarak sonlandırırlar. Evrendeki yıldızların çoğu hayatına beyaz cüce olarak son verir. Merkezindeki hidrojenler azalıp helyumlar arttıkça çekirdeğin madde yoğunluğu artar. Sonunda yıldız genişlemeye başlar, çapı eski katının 100 katından daha fazla hale gelir. Bizim güneşimiz de bir gün bu hale gelecek ve dünyamızı yutacaktır. Yeni oluşan bu yapıya “kırmızı dev” denir. Bir süre sonra öylesine büyük enerji açığa çıkar ki yıldız dış katmanlarını uzaya püskürtmeye başlar. Geriye sadece yıldızın orijinal kütlesinin %10`u kadar miktarda çekirdek kalır. Buna da “beyaz cüce” denir. Artık içinde füzyon olmayan, gitgide soğuyacak küçük bir yıldız kalıntısı olarak düşünebiliriz beyaz cüceleri.

 

Yıldızların Yaşamı: Nötron Yıldızı
Nötron Yıldızları ve Kara Delikler

Büyük kütleli yıldızlar yaşamları kısa fakat ölümleri en büyüleyici olanlardır. Güneşten çok daha büyük yıldızlar çekirdeklerinde helyumdan daha ağır elementleri yakıt olarak kullanabilirler. Yıldız git gide büyür, bazıları güneşin 1000 katı kadar büyüyebilir, ta ki çekirdeğindeki tüm elementleri demir olana kadar füzyonlayıncaya. Çekirdekte oluşan demir daha fazla yakılıp daha ağır elementlere dönüştürülemez, çekirdek ve yıldız büzülüp çökmeye başlar. Küçülür, küçülür ve en sonunda devasa bir patlama gerçekleşir. Yıldızın katmanları uzaya dağılır ve adeta bir renk cümbüşü oluşturur. Bu patlama o kadar güçlüdür ki, galaksinin tamamından daha fazla ışık çıkarır. İşte bu büyüleyici olaya süpernova denir. Bu patlamadan geriye kalan tek şey patlayan yüksek kütleli yıldızın aşırı yoğun çekirdeğidir. Buna nötron yıldızı denir. Güneşimizden daha fazla kütleye sahip olmasına rağmen çapları 20 kilometreden azdır.

En büyük kütleli yıldızlarda ise çekirdek de çöktükten sonra yer çekimi o kadar güçlüdür ki bu çökmenin önüne geçilemez. Bu sayede içinden ışığın bile kaçamadığı evrendeki en gizemli yapılardan biri olan kara delikler oluşur.

Gerçekten de büyüleyici değil mi? Her gece gözlerimizi gökyüzüne kaldırdığımızda onlarcasını gördüğümüz yıldızlar aslında ne kadar muhteşem ve gizem dolu…

Yazan: Fatih AĞIRAKAR

Kaynak*

Kaynak**

Kaynak***

Kaynak****

YouTube Kanalımız

Çılgın Fizikçiler (SEO Manager) hakkında 663 makale
Çılgın Fizikçiler ve Bilim İnsanları ekibi ve dışarıdan destek veren gönüllülerin yazıları.

1 geri izleme / bildirim

  1. Uzay Tarihi ve Kara Delikler | Çılgın Fizikçiler ve Bilim İnsanları

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*